Çoğu kişi ser­gi­le­di­ği olum­lu veya olum­suz du­rum­la­rı bir ka­rak­ter özel­li­ği ola­rak ad­lan­dı­rı­yor. El­bet­te he­pi­mi­zi bi­ri­ci­ğiz ve he­pi­mi­zin mi­za­cı fark­lı. Bir du­ru­ma ka­rak­ter der­sek artık onun ar­ka­sı­na sı­ğın­mış olu­ruz ve ken­di­mi­zi edil­gen bir du­ru­ma sü­rük­le­riz. 

Ha­ya­tı­mı­zın so­rum­lu­lu­ğu­nu almak nihai amaç­la­rı­mız­dan biri ol­ma­lı­dır.

Ha­ya­tı­mı­zın se­çim­le­ri bizim eli­miz­de­dir ve ha­ya­tı­mı­zın so­rum­lu­lu­ğu­nu almak nihai amaç­la­rı­mız­dan biri ol­ma­lı­dır. İnatçı ,öf­ke­li, duy­gu­sal veya ka­rar­sız olmak do­ğuş­tan ge­tir­di­ği­miz ge­ne­tik özel­lik­ler de­ğil­dir. Bun­lar bir dav­ra­nış­tır. Ya aile­miz ve çev­re­miz ta­ra­fın­dan öğ­ren­di­ği­miz dav­ra­nış­lar yada on­la­rın tu­tum­la­rı­na karşı ge­liş­tir­di­ği­miz me­ka­niz­ma­lar­dır. He­pi­miz doğ­du­ğu­muz­da hem ka­rar­sız hem inat­çı, hem se­vinç­li hem öf­ke­li, hem ka­rar­lı hem ka­rar­sız do­ğa­rız. 

Aş­kın­da bütün zıt­lık­lar bün­ye­miz­de var­dır. Biz bun­la­rı istek ve ih­ti­yaç­la­rı­mız doğ­rul­tu­sun­da se­çim­li bir şe­kil­de ya­şı­yor­sak psi­ko­lo­jik sağ­lık­lı­lı­ğı­mız ge­liş­miş de­mek­tir. Fakat her­han­gi bi­ri­ni sü­rek­li ve yoğun bir şe­kil­de ya­şı­yor­sak buna ka­rak­ter özel­li­ği demek de­ği­şi­mi­mi­zi en­gel­ler.

He­pi­miz bazen ka­rar­sız ola­bi­lir. 

Ka­rar­sız­lı­ğı ‘Ya­pa­ca­ğım se­çim­le­rin so­nuç­la­rı ile ne ya­pa­ca­ğı­mı bil­mi­yo­rum’ ola­rak ad­lan­dı­rı­la­bi­li­riz. He­pi­miz bazen ka­rar­sız ola­bi­lir. Ka­rar­sız­lık bize bir ko­nu­yu et­raf­lı­ca ölçüp tart­ma­mı­za yar­dım­cı olur. Çoğu kişi ka­rar­sız olma hak­kı­nı ken­di­ne ta­nı­maz.Sü­rek­li ola­rak net olmak ister. Bu şe­kil­de güçlü ve ken­din­den emin ol­du­ğu­nu dü­şü­nür. Kişi se­çim­le­rin­de en iyi, en doğru, en gü­ze­li, en ba­şa­rı­lı­yı bul­ma­ya ça­lı­şır­sa olum­suz ih­ti­mal­le­ri or­ta­dan kal­dı­rır. Pa­ra­doks bu­ra­da baş­lar. Kişi bazı ey­lem­le­rin­de kay­gı­lı hale ge­ti­re­bi­lir. ‘Ya hata ya­par­sam ve hiç­bir şey is­te­di­ğim gibi git­mez­se’ gibi dü­şün­ce­le­re ite­bi­lir. Çok ka­rar­lı ola­yım der­ken ken­di­ni ka­rar­sız­lı­ğın için­de bulur.

Psi­ko­lo­jik Da­nış­man Ekrem Çağrı Öz­türk ,'' Ben ba­şa­rı­lı ol­duk­ça azar işit­mem veya se­vi­li­rim, güç­süz­lük aciz­lik­tir, be­lir­siz­lik­ten nef­ret edi­yo­rum, artık prob­lem çık­ma­sı­nı is­te­mi­yo­rum’ gibi söy­lem­ler ha­ya­tın akı­şı­na ters­tir. Ta­bi­ki biziz böyle dü­şün­me­ye iten şeyi keş­fet­me­li­yiz. Ya­şa­dı­ğı­mız aile­de sü­rek­li bir bek­len­ti var ise çocuk bu bek­len­ti­yi kar­şı­la­mak için çok uğ­ra­şır, kay­gı­la­nır veya is­tek­siz ve yor­gun olur. 

Ha­ya­tı an­lam­lı kılan şeyin zıt­lık­lar­dır. Biri ol­ma­dan di­ğe­ri an­lam­sız­dır. Bu ne­den­le ken­di­mi­ze yan­lış yapma fır­sa­tı ve­re­bil­me­li, ba­şa­rı­sız­lık, güç­süz­lük, be­lir­siz­lik ve prob­lem­le­rin ha­yat­ta var ol­du­ğu­nu ken­di­mi­ze ha­tır­la­ta­bi­li­riz.'' dedi.
Arzu VURAL

Editör: Yunus Koncak