İnsan bedeninin tuvale dönüştüğü bir dünya burası. Ortaya çıkış tarihi çok eski olsa da Türkiye ortamında daha yeni yeni bir sanat dalı olduğu kabul edilmeye başlandı dövmenin. Sanatın her dalında olduğu gibi dövme de aslında bir ifade biçimi. 90'ların sonunda gelişen teknolojiyle birlikte dövmeye de talep arttı ve dövme stüdyoları gün geçtikçe çoğaldı. Samsun'da, dövmeyle ilgilenip Eliminaltı Stüdyo'yu bilmeyen yoktur. Dövmenin yanı sıra kişisel çizim, dizayn ve görsel sanatlarla uğraşan Ercan Aykan'ın 1992 yılında hizmete açtığı Eliminaltı Stüdyo ve sonrasında kafe kısmıyla Samsun'da bu alanda farkındalık yaratıyor.  

Üçüncü sınıf insan muamelesi görüyorduk

Aykan, aradan geçen 31 yılda, özellikle Samsun gibi taşra şehirlerde dövmenin bir sanat dalı olduğunu anlatmak için büyük uğraşlar verildiğini anlattı. Türkiye'de, insanların dövmenin bir sanat olduğunu geç idrak ettiklerini ifade eden Aykan, "Dövme yapmaya başladığım 92 yılında, dövmeye gerçekten çok kötü bir gözle bakılırdı. Vücudunda dövmesi olana, ya serseri gözüyle bakılırdı ya da işte cezaevi tayfası zannedilirdi. Bildiğin üçüncü sınıf insan muamelesi görüyorduk. O yıllarda ben de ilk olarak 'Che' dövmesini yaptırmıştım. İnsanlardaki bu algıyı yıkmak uzun zaman aldı. Hala da yıkılmış değil tabi. Ancak bugün toplumun çoğunluğu dövmenin bir sanat olduğunu, bir ifade biçimi olduğunu fark etti. İnsanlara anlatmak için gerçekten uzun ve büyük uğraşlar verdik. Ve geçen 31 yılda artık Türkiye'de de insanlar dövmenin bir sanat olduğunu idrak ettiler" dedi. 

Ercan ÜSLÜ