HUKUKSUZLUĞUN YILDÖNÜMÜNDE GEZİ DİRENİŞİ’NE VE GEZİ DAVASI HÜKÜMLÜSÜ ARKADAŞLARIMIZA SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDİYORUZ!
TMMOB Samsun İl Koordinasyon Sekreteri Veli KEBAPCI Gezi Parkı olayları davasının kararlarının yıl dönümünde TMMOB Samsun Şubesi  adına bir basın bildirisi yayınladı.Yayınlanan bildiride hükümet ve mahkemelere ağır eleştirilerde bulunan Kebapcı mahkeme kararı sonrası cezaevine gönderilen hükümlü arkadaşlarına tam destek mesajları verdi.

Yayınlanan basın bildirisinde dikkat çekici açıklamar göze çarparken kararların yıl dönümünde geleceğe dair önümüzde ki seçimde mavcut hükümetin değişeceği , daha özgür ve umutlu bir ortamın oluşacağını öne sürdü.Basın bildirisinde ki bazı önemli açıklamar ise şöyle ;

''FETÖ hükümlüsü emniyet mensuplarının uydurduğu delillerle, FETÖ firarisi savcının kurguladığı iddianameyle yürütülen yargı süreci''

28 mayıs 2013 tarihinde başlayan ve tüm yurtta büyük olaylara sebep olan ''Gezi Direnişi'' hakkında ''iktidar güdümündeki mahkeme tarafından verilen o utanç vesikası kararın üzerinden tam bir yıl geçti.Aralarında TMMOB Yönetim Kurulu Üyemiz Mücella Yapıcı, Şehir Plancıları Odamızın İstanbul Şubesi’nin eski başkanı Tayfun Kahraman ve Mimarlar Odamızın Hukuk Müşaviri Can Atalay’ın da bulunduğu arkadaşlarımız 1 yıldır, Osman Kavala ise 5 buçuk yıldır Gezi Direnişini örgütledikleri gerekçesiyle cezaevinde tutuluyor.FETÖ hükümlüsü emniyet mensuplarının uydurduğu delillerle, FETÖ firarisi savcının kurguladığı iddianameyle yürütülen yargı süreci, AKP İktidarının hukuk ve adalet anlayışının çarpıklığının en somut göstergesi olarak tarihe geçmiştir'' dendi

''Hukuku, adaleti sağlamanın, haksızlıkları gidermenin bir aracı olarak değil, toplumsal muhalefeti cezalandırmanın bir aracı olarak kullanmaktır''

Artık hepimiz biliyoruz ki; siyasi iktidar hukuku, adaleti sağlamanın, haksızlıkları gidermenin bir aracı olarak değil, toplumsal muhalefeti cezalandırmanın bir aracı olarak kullanmaktır.Siyasi iktidar hukuku, kendi gelecek planı önündeki engelleri ortadan kaldırmanın bir aracı olarak kullanmaktadır.Siyasi iktidar hukuku, siyaseten hesaplaşmaktan, siyaseten yüzleşmekten korktuğu gerçeklerden kaçmanın bir aracı olarak kullanmaktadır.Dostlarımız suç işledikleri için değil, halkın çıkarlarını savundukları için, Taksim Meydanı’na ve Gezi Parkı’na sahip çıktıkları için, iktidarın rant projelerine karşı çıktıkları için, mesleki sorumluluklarının gereğini yerine getirdikleri için cezaevindeler.

''Gezi Davası’nda tutuklanan arkadaşlarımız da bizim yüz akımız ve onurlu tarihimizin bir parçasıdır''

Gezi Direnişi nasıl ki bu ülkenin yüz akı ve onurlu tarihinin bir parçasıysa, Gezi Davası’nda tutuklanan arkadaşlarımız da bizim yüz akımız ve onurlu tarihimizin bir parçasıdır.İktidarın ve yandaş medyanın pervasız saldırılarına rağmen, hiçbir iftira, hiçbir senaryo, hiçbir karar arkadaşlarımızın masumiyetine ve haklılığına leke düşürmeyi başaramamıştır.
Gezi Direnişinin arkasında dimdik durduğumuz gibi, Gezi Davasında yargılanan ve ceza alan arkadaşlarımızın da yanında dimdik durmaya devam ediyoruz.365 gündür sürdürdüğümüz Adalet Nöbetleriyle, arkadaşlarımıza desteğimizi, arkadaşlarımızla dayanışmamızı dosta düşmana gösteriyoruz.Tutuklu arkadaşlarımıza verilen ve hiç azalmadan devam eden toplumsal destek onların mücadelelerindeki haklılıklarının göstergesidir.

Bizler arkadaşlarımıza olan özlemimizi, arkadaşlarımızın suçsuzluğuna olan inancımızı göstermek için nöbet tutuyoruz.

Bizler AKP iktidarından adalet beklediğimiz için, AKP’nin oyuncağı haline gelmiş hakimlerden adaletli bir karar beklediğimiz için nöbet tutmuyoruz.Bizler arkadaşlarımıza olan özlemimizi, arkadaşlarımızın suçsuzluğuna olan inancımızı göstermek için nöbet tutuyoruz.
''Gezi Davası, ülkemizdeki diğer pek çok örneği gibi hukuki değil, siyasi bir davadır.Tüm dostlarımızla, özgürce, umutlu bir geleceği hep birlikte kuracağız.''

Gezi Davası, ülkemizdeki diğer pek çok örneği gibi hukuki değil, siyasi bir davadır. Gezi Davası’nda verilen mahkumiyet kararları, siyaseten verilmiş kararlardır. Bu kararların hükmü de, siyasi iktidarın ömrü kadardır.İnanıyoruz ki 14 Mayıs’tan sonra bu ülkede adaletin yeniden işlemeye başlayacak. Yargı organları iktidarın talimatlarına göre değil hukuka göre karar vermeye başlayacak. Ve arkadaşlarımız özgürlüklerine yeniden kavuşacak. İnanıyoruz ki yirmi gün sonra bambaşka bir ülkeye uyanacağız. Tüm dostlarımızla, özgürce, umutlu bir geleceği hep birlikte kuracağız.

Mahmut AY