Hemoroit tedavisi hakkında bilgi veren Medicana Samsun Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Özlem Karaca Ocak, “Anal bölge yakınmaları ile başvuran hastaların ortalama olarak yüzde 50’sinde hemoroidal hastalık saptanır. Hemoroidal hastalığın en sık rastladığı yaş grubu 45-65 yaş aralığıdır. Yine de liften fakir beslenme sonucunda çok daha genç yaşlarda görülebilmektedir. 30 yaş üzerindeki nüfusun ortalama yüzde 5-10’unda hemoroidal hastalık gözlenir” diye konuştu.



Nasıl oluşur?


Hastalığın oluşma nedenlerine değinen Opr. Dr. Ocak, hemoroidal hastalığı olan kişilerde toplardamarın genişlediğini ve bazen damar içinde pıhtı da oluşabildiğini ifade ederek, “Anal bölgedeki kas ve bağ dokularında sarkmalar meydana gelebilir. Uzun süre oturmayı gerektiren meslekler, bazı sporlar, ileri yaş, kabızlık, ishal, gebelik, tuvalette uzun süre oturmak, kalıtım gibi bazı faktörler, hemoroidal hastalık oluşumunu kolaylaştırmaktadır. Hemoroidal hastalık iç ve dış olarak iki gruba ayrılır. İç hemoroidler, giderek artan şiddette 4 evrede sınıflandırılırlar. İlk evrelerde hemoroidler, kanama, kaşıntı, ıslaklık gibi şikayetler oluştururken, ilerleyen 3. ve 4. evrelerde, makatta şişlik ve şiddetli ağrı gibi şikayetlere neden olabilirler. Bu şikayetleri yapabilen başta anal kanserler olmak üzere, anal çatlak, anal fistül, anal apse, kolit, anal enfeksiyon gibi diğer hastalıklardan ayrımının yapılması için mutlaka rektoskopi ile bölgenin değerlendirilmesi zorunludur” ifadelerini kullandı.



“Tedavi hastalığın evresine göre yapılmalıdır”


Dr. Ocak, lazer tedavisi hakkında şu bilgileri verdi: “1. ve 2. evre hastalıkta ameliyat tercih edilmezken, 3. ve 4. evre hastalıkta ameliyat ya da ameliyat dışı yöntemler uygulanır. Her hemoroit hastası ameliyat olsun ya da olmasın, basit önlemleri uygulamak durumundadır. Ameliyatsız tedavi yöntemleri, evre 1, 2 ve 3 hemoroidal hastalıkta uygulanabilir. Son yıllarda giderek yaygınlaşan ve tercih edilen, ağrısız kanamasız ve dikişsiz yöntem olarak bilinen ‘lazer hemoroit ablasyonu’ yönteminde, 1470 nm dalga boyunda 6 w gücünde bir lazer çubuğu ile lazer uygulaması yapılabilmektedir.”



“Kovid-19 salgını ile artış gösterdi”


Opr. Dr. Ocak, lazer yönteminin ana amacının damarların mühürlenerek kapatılması olduğunu söyleyerek, “Bu yöntemin birçok çalışmada, ağrı ve nüks oranları yönünden klasik yöntemlere oranla üstünlüğü saptanmıştır. Lazerli yöntemde açık yara bulunmadığı için, günübirlik ya da bir gün istirahatin ardından hasta taburcu edilebilir. Hemoroidal hastalık, tetikleyici faktörlerin etkisi ile zaman içinde derecesi artarak ilerleyebilen bir hastalıktır. Günümüzde Kovid-19 pandemisi sürecinde, düzensiz yaşam tarzı beslenme alışkanlıklarından olumsuz etkilenmeler, kilo alımı, home ofis çalışma düzeni gibi tetikleyici faktörlerin etkisiyle hemoroidal hastalığın görülme sıklığı artmıştır. Basit önlemler arasında, liften zengin diyet, bol sıvı alımı, düzenli tuvalet alışkanlığı, oturma banyosu ya da ılık duş sayılabilir” şeklinde konuştu.

Kaynak: aa