Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yeşim Taşova, Türkiye’de HIV vakalarının son 12 yılda 4 kat arttığını ve artık bu virüsün büyük oranda ülke içinden bulaştığını açıkladı.
TÜRKİYE’DE 40 BİN HIV POZİTİF HASTA
Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, Türkiye’de yaklaşık 40 bin HIV pozitif hasta ve 2 bin 300 AIDS vakası bulunuyor. Vakaların yüzde 80’i erkeklerden, yüzde 15-16’sı ise yabancı uyruklu bireylerden oluşuyor. UNAIDS’in dünya genelindeki raporuna göre ise HIV ile yaşayan 39.9 milyon kişiden 9.3 milyonu tedaviye erişemiyor.
“HIV ARTIK ÜLKEMİZİN BİR GERÇEĞİ”
Prof. Dr. Taşova, HIV virüsünün artık Türkiye’den bulaştığını belirterek, şunları söyledi:
“2012 yılından bu yana HIV vakaları 4 kat arttı. Ancak bu sadece kayıtlı olan vakalar. Aslında vakaların yüzde 50’si bilinmiyor ve bu durum virüsün bulaşıcılığını artırıyor. HIV tedavi edilmezse sürekli bulaştırıcıdır. Bu yüzden özellikle hastanelerdeki kontrollerde HIV testinin rutin hale getirilmesi gerekiyor.”
HIV NASIL BULAŞIYOR?
HIV virüsünün kan ve cinsel yolla bulaştığını hatırlatan Prof. Dr. Taşova, giderek artan uyuşturucu kullanımı ve riskli davranışların da HIV vakalarını artırdığını söyledi. Ayrıca, anneden bebeğe doğum sırasında veya emzirme yoluyla da bulaşma riski olduğuna dikkat çekerek, gebelerin mutlaka kontrol edilmesi gerektiğini vurguladı.
TEDAVİ ÜCRETSİZ VE ETKİLİ
HIV testinin çok basit ve tedavisinin ücretsiz olduğunu belirten Prof. Dr. Taşova, erken teşhisin önemine dikkat çekti:
“HIV virüsü tedavi edilmezse, kişi 8-10 yıl içinde AIDS olur ve ölebilir. Ancak tedaviye erken başlanırsa, bu kişiler HIV nedeniyle ölmez. Ömür boyu süren tedavi oldukça pahalı ancak Türkiye’deki sağlık sistemi bu tedaviyi tamamen karşılıyor. Basit bir elisa testiyle bu virüsü tespit etmek mümkün.”
“KONTROL VE FARKINDALIK ÇOK ÖNEMLİ”
HIV ile mücadelede farkındalık oluşturmanın ve düzenli test yaptırmanın kritik öneme sahip olduğunu ifade eden Prof. Dr. Taşova, toplumda bu konuda daha fazla bilinçlenme gerektiğini belirtti. Özellikle genç yaş gruplarına ve risk gruplarına yönelik farkındalık çalışmaları yapılması gerektiğini vurguladı.