Patlamada ağır yaralanan İzzet Ak taş tozu uygulamasının yeterli olmadığını ifade edip, “Taş tozu 250-236 kotları arasına serilirdi. Yani kolay yere serilirdi. 300,350 kotlarında yoktu. Taş tozu olsaydı belki bu kadar can da yanmazdı. Bu kadar arkadaşımız şehitte olmazdı.” Dedi.

14 Ekim 2022 tarihinde Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessese Müdürlüğünce işletilen maden ocağında meydana gelen patlamada 41’i olay günü, 2’si ise tedavi altına alındıkları hastanede olmak üzere toplam 43 madenci hayatını kaybetti.

Bartın Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 195 sayfalık iddianamenin Bartın 1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmesinin ardından 25 Nisan tarihinde görülemeye başlanan davaya Bartın Adliyesinde devam edildi.

7’si tutuklu 23 sanığın yargılandığı dava için geniş güvenlik önlemleri alınırken davanın 3’üncü duruşmasında patlamadan yaralı kurtulan madencilerin de aralarında olduğu müşteki ve tanıklara söz verildi.

Patlamada ağır şekilde yaralanan; yüz, kafa, kollar, göğüs ön duvarı, boyun, bel ve bacaklarındaki yaklaşık yüzde 90’a yakın yanık ve çeşitli ezilme ile kırıkları bulunan müştekilerden maden işçisi İzzet Ak dinlendi.

Patlama sonrasında uçak ambulansla Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’ne sevk edilen ve 8 ayı aşkın süren tedavi sürecinde 140 civarı ameliyat geçiren 40 yaşındaki İzzet Ak tekerlekli sandalye ile geldiği mahkemede yaptığı konuşmada, “2009 yılında maden girdim. 14 yıldır çalışıyordum. Postabaşı, nezaretçi olarak göreve getirildim. Okumam yazmam yoktur buna rağmen beni postabaşı yaptılar. Olay günü 350 kotundaydım. Postabaşı olarak işçilerden bir saat sonra madene giriyorduk. Olay anına ilişkin, patlamayla ilgili hiçbir şey hatırlamıyorum. Patlamadan önce taş tozu 250-236 kotları arasına serilirdi. Yani kolay yere serilirdi. 300,350 kotlarında yoktu. Taş tozu olsaydı belki bu kadar can da yanmazdı. Bu kadar arkadaşımız şehitte olmazdı.” Dedi.

Çalıştığı bölgede havalandırma sıkıntısı olmadığını ancak kardeşinin çalıştığı bölgede sürekli gaz sıkıntısı yaşandığını söyleyen Ak, “Biz ayakta olduğumuz için ayak doğal havalanıyordu. Kardeşim bacada çalışıyordu. Sıkıntımız çok oluyor diyordu. Kardeşim madenden geç çıkardı. Sorardım neden geç çıktığını. Bana içerde gaz olduğunu söylerdi, gazı çıkarmadıklarını ve o nedenle geç kaldıklarını söylerdi. Her akşam geç çıkardı kardeşim. Gazla yine çok uğraştık derdi.” Şeklinde konuştu.

Tatbikat ve eğitimlerle ilgili soruya da yanıt veren Ak, “Eğitimlerden sonra yapılan sınavlar öncesinde bize sorular verilirdi. Birde kurşun kalemle işaretlenirdi. Yanlış olursa düzeltilsin diye. Yukarıda her şey kağıt üzerinde yürüyor ama aşağıda öyle değil. Her şey kurallara uygun yapılmıyordu. Bizden 150-200 ton kömür isteniyordu. Kanunlara göre çalışsak bu kadar üretim yapamazdık. Ve eski malzemelerle çalışıyorduk. Üretim baskısı da vardı. Üretim hedefini tutturamadığımız zaman baskı olurdu” dedi.

İzzet Ak Mahkeme Başkanının “Şikayetçi misin?” sorusuna ise “Kendim için şikayetçiyim, kardeşim içinde şikayetçiyim” diyerek yanıt verdi.

İzzet Ak’nın ağır yaralı olarak kurtulduğu patlamada aynı maden ocağında çalışan maden işçisi Soner Ak (35) hayatını kaybetmişti.

Kaynak: