AKP lideri Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, 2019 yılının Şubat ayı sonunda Soçi'de biraraya geldiğinde, Suriye'deki son durum konuşulmuş ve o ülkenin nasıl yeniden ayağa kaldırılacağı da tartışılmıştı...

Üç lider de, Beşar Esad'ın görevden ayrılmayacağını diğer bazı devletler gibi örtülü olarak kabul etmişti ama Suriye'de durum çok vahimdi...

Çünkü iç savaş sadece 500 binden fazla insanın ölümüne yol açmamış, başkent Şam, Halep, Humus gibi çok sayıda büyük kenti de harabeye çevirmişti...

Dünya Bankası'nın 2017 tarihli Savaşın Bedeli (The Toll of War) isimli raporuna göre, iç savaşın ilk 5 yılda Suriye ekonomisine verdiği zarar yaklaşık 226 milyar dolara ulaşmıştı... Birleşmiş Milletler ise 2019'un Ağustos ayında iç savaşın Suriye ekonomisine verdiği zararın 338 milyar doları aştığını açıklamıştı...

 

Suriye'de durum son aylarda çok sakin... Türkiye'nin de Fırat Kalkanı operasyonu ile büyük darbe vurduğu IŞİD gibi örgütler darmadağın vaziyetteyken, PKK kaynaklı küçük çatışmalar ve saldırılar dışında Suriye'den pek ses çıkmıyor...

Ancak ülkenin neredeyse yarısı iç savaşın verdiği tahribat nedeniyle ayağa kalkmayı beklerken, dış dünyadan gereken desteği alamıyor...

Başta Amerika ve Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere, dünyanın neredeyse büyük çoğunluğu Suriye'ye sırtını çevirmiş...

Hem de Suriye'de palazlanan El Kaide ve IŞİD Avrupa'nın birçok ülkesinde kanlı eylemler yapmasına rağmen dünya kamuoyunun Suriye ile ciddiye biçimde ilgilendiği yok...

Suriye'nin Türkiye sınırındaki kentlerinden yansıyan fotoğraflarda, yıkımı ve tahribatı görünce aklıma hep aynı soru geldi:

Bu ülkeyi kim- nasıl ayağa kaldıracak, birer harabeye dönüşen kentler eski haline nasıl dönecek, yaşam orada eski günlerine dönecek mi?..

 

Devletin kaynakları yabancıya...

Suriye'nin geleceğini düşündüren yukarıdaki sorular kafaları karıştırırken, uluslararası  medyaya son yıllarda yansıyan çok sayıda haber dikkat çekiciydi;

2017 yılında, Pekin'de Suriye'nin yeniden inşası konulu bir ticaret fuarı düzenlenmiş ve Pekin yönetimi, Suriye'ye endüstri alanında 2 milyar dolarlık yatırım yapma sözü vermişti ama bu konuda hiçbir gelişme olmamıştı...

ABD Başkanı Donald Trump da, 2019 Aralık ayında, Suriye'deki yeniden inşa çalışmaları için gereken parayı Suudi Arabistan'ın karşılayacağını söylemişti ama Türk mallarına ambargo koyan Suudi yönetiminin Suriye ile ilgili kapsamlı bir ekonomik girişimde bulunmadığı da biliniyor...

Birleşmiş Milletler'in düşük bütçeli yardımları ve bazı ülkelerin bireysel çabaları dışında Suriye'deki enkazın kaldırılması konusunda henüz medyaya yansıyan önemli bir çalışma da yok...

BBC'ye yansıdığına göre;

"Yeniden inşa faaliyetleri Türkiye'nin nüfuzu altındaki bölgelerde çoğunlukla Türkiye'nin, az da olsa Batı'nın ve Körfez ülkelerinin yatırımlarıyla yürüyor... YPG kontrolü altındaki bölgelerde ABD, AB ve biraz da Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin finansmanıyla yeniden inşa destekleniyor."

Ancak Anadolu Ajansı'nın dikkat çektiği bazı çalışmalar var ki, Suriye iç savaşını emperyalist güçler kışkırtırken, bunun göç ve sığınmacılardan kaynaklanan sosyo ekonomik yükünü Türkiye'nin tek başına çektiği konusundaki saptamalar giderek güçleniyor...

"Türkiye, Fırat Kalkanı Harekâtı ile kontrol altına aldığı El Bab, Cerablus, Azez ile Zeytin Dalı Harekâtı ile kontrol sağladığı Afrin'de yerel meclis, okul, hastane inşası ve onarımı ile altyapı hizmetlerini sürdürüyor..."

Anadolu Ajansı, Ağustos ayında yayımladığı bir haberde, Fırat Kalkanı Harekâtı bölgesinde 500 civarında okulun onarıldığını bildirmiş, Türkiye'nin bölgedeki yeniden inşa faaliyetleriyle ilgili ayrıntılı bilgiler vermişti...

Harekatın 4. yıldönümü nedeniyle TRT'nin geçtiğimiz ay yayınladığı bir haberde ise AKP iktidarının, Suriye'de terörden arındırılan bölgelerdeki sosyo ekonomik yatırımlara ağırlık verdiğine dikkat çekilmişti...

Bu kapsamda; Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı Harekat bölgeleri için Kilis, Gaziantep, Hatay ve Şanlıurfa İl Sağlık Müdürlükleri bünyesinde "Suriye Sağlık Görev Gücü Başkanlıkları" kurulmuş...

Bölgede toplam 750 yatak kapasiteli 5 hastanede sağlık hizmetleri sunulurken, (Covid-19) tanı ve tedavi merkezi hizmete açılmış ve Ambulans Telsiz İletişim Sistemi kurulmuş.

Fırat Kalkanı Harekatı bölgesinde, Milli Eğitim Bakanlığının destekleriyle eğitime hazır hale getirilen 684 okulda bu yıl toplam 192 bin 569 öğrenci ders başı yapmış, bölgede çok sayıda da anaokulu açılmış...

Gaziantep Üniversitesi de Suriye'nin kuzeyinde 2 fakülte ve 1 meslek yüksekokulu kurmuş...

Millete zam, sınıra yatırım...

Göç, sığınmacı ve terörün yansımaları nedeniyle en çok Türkiye'ye büyük sıkıntı yaşatan Suriye'deki iç savaşın ardından bu ülkede yapılan yatırımlar akıllara ilginç sorular getirmeye devam ediyor...

"Türkiye, Suriye bataklığına neden müdahale etti, insani yardım adı altında yapılan çalışmalar neden sadece Türkiye'nin üzerine büyük bir yük bindirdi" gibi sorular, Türkiye'de milyonlarca insanın yaşadığı ekonomik sıkıntılar içinde yanıt aramaya devam ediyor...

Savaş önemli ölçüde durdurulmuşken; işsizliğin, pahalılığın kangrenleştiği Türkiye sınır ötesine neden halen milyarlarca liralık yatırımlar yapmaya devam ediyor acaba?..

Bu soruların yanı sıra, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önceki gün yaptığı bir açıklama, Suriye'den kaçan 4 milyon kişinin sosyo ekonomik yükünü kaldıran Türkiye'nin, sınır ötesinde de milyonlarca insanı barındırmaya devam ettiğini ortaya koydu...

TBMM'nin yeni yasama yılının açılışında konuşan Erdoğan'ın Suriye ile ilgili şu açıklaması dikkat çekiciydi;

"Suriye'deki zulüm ve savaştan kaçan 4 milyona yakın insanı biz misafir ediyoruz... Suriye içindeki 4 milyon insana da biz yardım ediyoruz...

Türkiye, sınırında güvenliği sağlamak için her yolu ve yöntemi kullanmayı sürdürecektir... Ülkemize 3 milyar+3 milyar sözü verip kırk dereden su getiren Avrupa Birliği olmuştur."

Erdoğan, Meclis'teki konuşmasında da "Türkiye'nin Suriye'de ne işi var" diyenleri "kafasında başka hesaplar yapıyordur" diye suçladı ama, Suriye krizinin Türkiye'ye dayattığı ağır fatura AKP liderinin konuşmasını hiç de haklı çıkartmıyor... İşte Türkiye, halen Suriye kaynaklı terörle de uğraşıyor, sosyoekonomik sorunlarla da...

Son 10 yıldır Suriye'den gelen sığınmacıların milyarlarca dolarlık ağır yükü yetmezmiş gibi, Erdoğan'ın son açıklaması, Esad'ı yıkma projesinin hem sınır ötesinde hem de sınır içinde Türkiye'yi ekonomik olarak yıkmaya devam ettiğini gösteriyor...

Avrupa'nın sığınmacılar için söz verdiği kaynağı karşılamadığına dikkat çeken Erdoğan'ın "Türkiye'nin Suriye'de ne işi var" sorusuna tepki vermek yerine, "iç savaşı kışkırtan emperyalistler neden Suriye'ye el uzatmıyor, biz tüm kaynaklarımızı neden Suriye için kullanıyoruz" sorusuna yanıt araması gerekiyor...

İşsizlik- zam-enflasyon altında inleyen Türk milletinin, emperyalist bir yıkımı onaracak mecali kaldı mı acaba?..

Söyler misiniz; Tüm dünya Suriye'deki yıkımı sadece izlemekle yetinirken, 8 milyon Suriyeli besleyen Türkiye bu ağır ekonomik yüke daha ne kadar dayanacak?..