Bugün, nihayet, artık bir zahmet bazı şeyleri sorgulama lüzumu hissediyorsak, en çok, onların vicdanımıza "azap gibi" oturan kısa ama destansı öyküleri sayesinde.

Ve…

Evet, tamam, onlar, depremin "mucize çocukları".

Evet, tamam, çoğumuzu gözyaşlarına boğdular; çoğumuzun içinde bir yerlerde sızlayacak bir "duygu kırıntısı" var olduğunu kanıtladılar.

Tamam, hepimiz, kendi çocuğumuzun yerine koyduk onları; kendi çocuğumuz kurtulmuş gibi hissettik, kendi çocuğumuza sarılır gibi sarılmak istedik, o toz dumanın arasından çekip almak ve kendi çocuğumuz gibi bağrımıza basmak istedik.

İstiyoruz.

Yüzleri gülsün diye çırpınıyoruz.

Dünyaları sermeye hazırız önlerine şu günlerin haleti ruhiyesi içinde; yağdırıyoruz; oyuncaklar, balonlar, yemekler, sevgi, ilgi…

***

"PR" için olduğuna zinhar inanmak istemem, "propaganda" maksatlı olduğunu zinhar aklımın ucundan geçirmek istemem; ünlü-ünsüz, çoğumuz, karınca kararınca bir mucizenin parçası olmak istiyoruz. Arıyoruz, soruyoruz, 'ağanın eli tutulmaz' süresiz vaatlerde bulunuyoruz; ömür boyu eğitim giderleri, ömür boyu tüm masrafları, ömür boyu hep yanındayız mesajları…

Bu sözler sözde kalmazsa elbette faydası olacaktır o çocukların bundan sonraki yeni hayatlarına…

Her biri çok kıymetli…

Ve fakat…

Başka çocuklar için "temel ihtiyaç" olan bir çok şey, muhtemeldir ki, hep ikinci planda olacak onların "istek" listelerinde!

***

Onlar, her şeyden çok annelerinin, kardeşlerinin "katilleri"nin cezasız kalmamasını dileyerek büyüyecekler; hiçbir bedel onların ödediği kadar ağır olamayacak olsa da, bir kere de sorumluların sahiden "bedel" ödediğini görmek isteyecekler.

Her şeyden çok, "kendi yaşadıklarını, başka çocukların da yaşamaması"nı arzu edecekler.

***

İlle de "bir çocuğun kahramanı" olmak mı istiyorsunuz?

Avukatsanız, "dava"larına müdahil olun…

Savcıysanız, çarşı çarşaf ortalığa dökülen o raporları ihbar ve de delil sayın…

Hakimseniz, hiçbir etki ve korku altında kalmadan "kırın kalemini" o çocukların ahını alanların…

Gazeteciyseniz, sorun, sorgulayın, elde bunca delil varken korkmayın suçlanması gerekenleri suçlayın!

Sanatçıysanız, kaç konser kaybederim, kaç dizi teklifinden mahrum kalırım hesabı yapmayın; izin verin, bu çocukların haklı isyanı dile gelsin o güçlü seslerinizde…

İnsan hayatının da bir ederi olduğunu hatırlatın sorumsuz sorumlulara; sudan ucuz hayatlar ülkesinde bir devrim gibi anılsın mücadeleniz mesela… Dilden dile anlatılsın… Bir daha hiç kimse, başka hiçbir Elif'in, hiçbir İdil'in, hiçbir Ayda'nın başına yıkamasın dünyasını…

İbreti alem olsun hırsızların, arsızların, gözünü kırpmadan rant cinayeti işleyenlerin, sizin vereceğiniz kavgayla gelecek olan sonu…

Dere yataklarını, ovaları imara açan kim varsa…

Kumdan kaleleri "konut" diye pazarlayan kim varsa…

Oy uğruna buna izin veren, göz yuman kim varsa…

O çürük raporlarına rağmen, o insanları, o binalarda oturmak zorunda bırakan "düzen"de payı olan kim varsa…

Eline bu vebali bulaştıranlardan birinin bile "paçayı kurtaramamasını" sağlayın; kahramanlaşın!

***

Bin tır dolusu oyuncak yapamaz bu nevi bir sahiplenmenin yapacağı etkiyi…

Tahlile muhtaç kafalar

Neredeyse hızlarını alamayıp, Trump gibi, şarkının sahibinin "kullanamazsınız" diye feryat etmesine bile aldırış etmeden, illegal şekilde yani, o efsane Phil Collins şarkısı "In the air tonight" eşliğinde yamyam dansı yapacaklar ekranlarda. Makbul matbuatımız, Trump'ın kazanmasını öyle coşkuyla arzuluyor ve dahi "hissediyorlar"; peşin peşin yaptığı açıklamayı, peşin peşin alkışlamakta hiçbir ahlaki sorun görmüyorlar.

Neden?

Çünkü "Demokratlar" Türkiye düşmanı!

Çünkü "Demokratlar" Ortadoğu'da vekalet savaşlarına bayılırlar!

"Şahsımın(!)" açısından al birini, vur ötekine, asıl olan "devlet politikaları" da…

İlle de bu "kantar" üzerinden tartmak lazımsa; "demokratlar" mı ordu kurdular Suriye'de YPG'ye?

"Demokrat başkan" mı, Türkiye'ye karşı alenen "YPG"nin yanında saf tutup da, "Daha önce de söylediğim gibi, sadece tekrarlıyorum, eğer Türkiye benim büyük ve benzersiz bilgeliğimle sınırı aşmak olarak değerlendirdiğim bir şeyi yaparsa, Türkiye'nin ekonomisini tamamen yok edeceğim (daha önce de yaptığım gibi!)" diye tehdit tivitleri attı acaba?

Hem, Ortadoğu'nun zengin topraklarını "vekil" aracılığıyla değil de kendi ordunla işgal edersen sorun olmuyor mu yani?

"Cumhuriyetçi Bush"un, Irak'ta "demokrasi adına" yaptığı katliamdan razı mıyız?

ABD seçimlerini bile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini yorumlar gibi yorumlayıp, aynı parametrelerde kutuplaşabiliyorlar ya; çok enteresan, tahlile muhtaç kafalar bunlar…