Dün kaldığımız yerden devam ediyor ve Doğu Akdeniz'deki gelişmelerle ilgili olarak, "Özellikle sosyal medyada ve basında savaş çığırtkanlığı yapanlar var" diyerek, uyarmaya devam ediyor emekli Koramiral Atilla Kezek:

Bu iş amiral battı oyununa benzemez. Denizde çatışma bir anda çıkar. Dante'nin "Küçük bir kıvılcımdan koskoca bir alev doğar" sözü gibi atılacak ilk mermi büyük sıkıntılara yol açabilir. Bunun son örneği Kardak'ta yaşandı. O günlerde tek bir mermi atılsaydı, kıyamet kopacaktı. Burada da durum benzer. Savaş uçakları pistlerde hazır vaziyette, donanmalar denizdeyken çok dikkatli olunmalı. Bölgedeki askeri ve siyasi tırmanma kontrol altında tutulmalı. Deniz ve hava unsurlarına verilen angajman kurallarına çok dikkat edilmeli ve Suriye, Lübnan, Mısır ve İsrail üzerinden diplomatik atağa geçilmelidir. Bunlar yapılırken de, kuvvet kaptırmamak için TSK'nın yüksek hazırlık durumu devam ettirilmelidir.

Dünyanın sayılı donanmalarından biri

Günlerdir biz böyle "Önce diplomasi", "Aman savaş gazına gelmeyelim" filan yazınca, bunu bir korku yahut çekingenlik ifadesi olarak değerlendirenler olabilir; infiale gerek yok. Tam tersine, "milli menfaatlere başka yollarla da cevap verebilecek, üstünlük sağlayabilecek" yetkinlikte bir donanmaya sahip olmamızın özgüveni var Kezek'in bütün bu ifadelerinin arkasında;

 

"Aslında bugün Türkiye'nin eli biraz daha güçlüdür. Daha önce sismik araştırma ve sondaj için batılı şirketlere mahkum iken bugün Oruç Reis ve Barbaros gibi 2 modern sismik araştırma gemisi ile Fatih, Yavuz ve Kanuni gibi 3 modern sondaj gemisi imkan ve kabiliyetine sahip dünyanın birkaç ülkesinden biriyiz. Bu imkanlarımızı, kendi hidrokarbon kaynaklarımızın tespit edilip çıkartılması yanında, bölge ülkelerinin bu konudaki taleplerine cevap verecek şekilde de kullanabiliriz. Ancak bunun için de bahse konu ülkelerle iyi ilişkiler gerekiyor."

Yunanistan ABD'nin kanatları altında

"Donanmamız bölge ülkelerine göre eğitimli ve caydırıcı bir donanmadır" derken, "donanmanın uzun süredir yüksek tempoda faaliyet yürüttüğü"nü ve "caydırıcılığın nispi bir kavram olduğu"nu vurgulayan Kezek, başka ülkelerin dahli durumunda dengelerin aleyhimize değişme ihtimalinin de bulunduğuna işaret ediyor ve Dedeağaç'a yerleşen ABD'ye özellikle dikkat çekiyor:

- Caydırıcılık nispi bir kavramdır. İşe başkaları da karışırsa denge tersine de dönebilir. Bu nedenle süreci destekleyecek diplomatik hamleler kaçınılmazdır. Başka ülkelerin iç politikaları ve bölgesel sorunları ile ilgilenmek yerine kendi çıkarlarımızın peşinden koşmakta fayda vardır. Türkiye son yıllarda donanmasını yeni platformlarla ve modernizasyonla geliştirirken, Yunanistan ekonomik kriz nedeniyle Deniz Kuvvetlerini ne yenileyebildi, ne de modernize edebildi. Bu nedenle savunmasını içinde bulunduğu NATO, AB gibi ittifaklar ve özellikle son dönemde Dedeağaç'a yerleşip Karadeniz de varlık gösteren ABD ne ihale etmeye çalışıyor.

"Çok dikkatli olmak gerekir" diyen Kezek, şöyle devam diyor:

Denizdeki krizler uzun süreli olursa hem personeli hem de materyali zorlamaya başlar. Bu konuyu da göz önüne almak gerekir. Bir taraftan Libya diğer taraftan Oruç Reis ve Barbaros'un korunması görevleri, diğer taraftan sondaj gemilerinin korunması, hep denizde kesintisiz faaliyet gerektiren görevler olup herhalde görevdeki komutanlar tarafından dikkate alınarak karar vericilere bildiriliyordur.

Biz çözmezsek, başkaları çözer

Peki ya, hiç konuşmak istemediğimiz o ihtimal gerçek olur ve "Her şeye rağmen savaş çıkarsa"?

Her şeye rağmen savaş çıkarsa ekonomik sıkıntılar içinde olan iki ülke için de iyi olmaz. Sonuç ne olur diye soruyorsanız, hiç kimse karışmazsa sonuç Yunanistan'ın aleyhine olur ama bu aramızdaki sorunları çözmez, sadece çözümünü geciktirir. Çözüm sadece masada olur.er başkaları da karışırsa, bizim işimiz de zorlaşır. Sonuç olarak Doğu Akdeniz'de, Deniz Yetki Alanları sorunları kıyıdaş olan tüm bölge ülkelerinin bir araya gelerek çözebileceği sorunlardır. Yoksa sorunları çözecek başkaları çıkacaktır.

***

Kezek'in son sözleri, bizim de son sözlerimiz olsun ve "Deniz Kuvvetlerimizin pruvası neta, denizleri sakin olsun" diye bitirelim değerlendirmelerinin naklini.