Şemsi Efendi Mektebi, Osmanlı İmparatorluğu'nda "Türkler" tarafından kurulan ikinci özel okuldu; Muallim Şemsi Efendi'nin öncülüğündeki Selanikli hayırseverlerin desteğiyle faaliyete geçirilmişti. Osman Nevres de tıpkı Mustafa Kemal gibi bu okulda yetişmişti.

Eğitimine İttihat ve Terakki'nin bursuyla devam etti.

Her dem "hürriyetçi"ydi; daha öğrencilik yıllarında, İtalya'nın Trablusgarp işgalini telin mitingleri düzenledi; Avrupa'nın göbeğinde hem de.

Onu, Mustafa Kemal'in Harp Okulu'ndaki sınıf arkadaşlarından biri de olan "gazeteci Hasan Tahsin"e dönüştüren Teşkilat-ı Mahsusa oldu. "Teşkilat"ın emrinde vatana sayısız hizmette bulundu; "vatanın ve milletin istiklali uğruna hapis yatmak" dahil!

***

Özel bir görevle geldiği İzmir'de çıkardığı gazete, halkı işgale boyun eğmemeye çağırdı. Bulduğu her fırsatta, her mecrada "Türk"e "kendini göster" çağrısı yaptı.

Takdirle mi karşılandı?

Kökünü kurutamadığımız genetik mirasın yansıması; "provokasyon"la suçlandı!

***

15 Mayıs 1919 sabahı, Kordon'un bir yanında "ellerindeki Yunan bayrakları ve çiçekler"le işgalci Yunan gemilerini bekleyen Rumlar, bir yanında o vardı.

Kalabalığa karıştı.

Yunan askerleri alkışlar arasında karaya çıkmış,  şehir merkezine yürümeye başlamıştı; "olamaz"dı. Düşmanın "Ellerini sallaya sallaya"  İzmir'e girişine seyirci kalamazdı; "ilk kurşun"u sıktı…

Bu olayın "fiilen" yaşanıp yaşanmadığına dair tonla polemik varsın olsun; "Türk ruhu"nu uyandıran nutukların faili midir Hasan Tahsin?

Öyledir.

Bitti.

***

Kimilerinin bugün bile yüreğinde sızısını hissetmediği o "kurşun"; o gün "İzmir'in dağları"nda yankılandı.

"Bir genç düşmana ilk kurşunu sıkmış, bundan sonrası bize düşer" diyen "efe"ler ayaklandı.

Birilerinin hâlâ hayıflandığı üzere "Yunan" değil; "vatanperver gazeteci Hasan Tahsin"in bedeninde anıtlaşan direniş kazandı.

***

Hasan Tahsin'le özdeşleşen o "kurtuluş" gününden tam 98 yıl sonra; başta "bizim mahalle" olmak üzere, çoğu alanın "Keşke Yunan kazansaydı"cıların hükümranlığında olduğu "bugün"; 9 Eylül'de 2020'de; "Hasan Tahsin gazeteciliği" yargılanıyor Çağlayan Adliyesi'nde.

Bu tevafukun bir anlamı olmalı!

***

Ben Murat'ların, Barış'ların hürriyetine yormak isterim ama velev ki olmadı…

Bugün "hukuka rağmen" alınacak karar her ne olursa olsun değiştirmeyeceği bir gerçek var;

Cumhuriyet "ilelebet payidar kalacak"sa; Hasan Tahsin'in, Hakimiyet-i Milliye'nin milli, manevi ve mesleki emanetini, çanak-çömlek yalayıcılığına değişmeyenler de var olacak bu ebedi zaferin muzafferleri listesinde!

SORU-YORUM

Suçluluğu ispat edilip de hüküm giyecek dahi olsa alacağı cezanın yatarı bulunmayan bir sanık, hangi hukuk devletinde aylarca ve her nevi insan hak/hürriyeti ihlal edilerek, tecrit koşullarında hapis tutulabilir?

Vah vaaah!..

Türk basınının, en boş atıp dolu tutma gayretkeşlerinden biri yazmış;

"…CHP'li yurtsever dostum aradı. Sinirliydi! Tabii ki bana değil, Özgür Özel'e. 'Bizi saf-salak zannediyor' diye söze başladı ardından da ekledi ben de not aldım. Noktasına virgülüne olduğu gibi aktarayım size.

"Ne dedi Özgür Özel? 'Abdullah Gül'ün CHP'nin cumhurbaşkanı adayı olması mümkün değildir. Abdullah Gül'ün, CHP'nin adayı olması gibi bir konu gündemimizde yoktur'. Ama bir açık kapı bıraktı. Gözlerden de kaçırdı. Abdullah Gül CHP'nin cumhurbaşkanı adayı olmayabilir. Peki ya Millet İttifakı'nın? Ona dair bir şey söyledi mi? Hayır! Günü geldiğinde Abdullah Gül'ü, olmadı Ali Babacan'ı Millet İttifakı'nın adayı olarak çıkaracaklar, CHP'nin değil".

***

Halüsinasyon: Kimsenin duymadığı/olmayan sesleri duyma, kimsenin görmediği/olmayan görüntüleri görme gibi hallerle beliren, gerçek dışı/gerçekte var olmayan duyuların oluşması durumu. Hiçbir uyarıcı bulunmadığı halde, maruz kalanda kesin gerçeklik hissine yol açan bir algı bozukluğu. Varsanı.

Halüsinasyonlar, yorgunluk, stres yahut kimi halüsinojen maddelerin kullanımından kaynaklanabildiği gibi, şizofreni, psikoz türü psikiyatrik hastalıkların  da habercisi olabiliyorlar.

***

Gül'ün, Millet İttifakı'nın ortak adayı olacağı sanrısı içindekilerin, halüsinasyon gördüklerine kani olmaları için 2023'e kadar beklemeleri gerekmese bari; sağlıklarına yazık.