Bir sürü güzel anı biriktirdik biz

Uzun penceremden süzülerek içeri girdi sarı gün ışığı.Ve hafifçe gezindi yüzümde tebessümler uyandırarak.Uyku mahmurluğunda açıp gözlerimi gerindim yatakta. Hımmm.Düşüncelerimi hafif tutmalıyım.Derinlerde yozlaşıyor, yabancılaşıyorum. En zayıf halimle yakalanıyorum sonra sana.Sağanak gibi gelen ufaltıcı bakışların karşısında ufak tefek olan bedenim daha da ufalıyor.O anlarda içimin sütrelerinin gerisine sığınmak kendimi daha iyi hissettiriyor.Bazen o durumlarda öyle karamsar oluyorum ki; umutsuzluğun göbeğinde arıyorum mavi umudumu.Ama çeşitli sebeplerden kırılmaya uğruyor,berraklığını yitiriyor bu arayışlarım.Çoğunlukla âraf halindeyim.Yönlendirilmeye ihtiyacım var gibi bu durumlarda.

Gecenin üçü…Şu an,çok ağır kafamın içi.Sanki koca bir çan asmışlar kafamın içine.Ağırlık,düşüncelerimi bulanıklaştırıyor gibi.Her şeyi kesik kesik yaşıyorum uyumalıyım…

Duvar dipleri lâcivert ıslaklığında yağmur sonrası.Sokak lâmbasından serpilen ışık huzmeleri sokağa şiirsel bir görünüm kazandırıyor.Evlerin siluetleri su birikintilerinde hoş bir armoni oluşturuyor.Bu da sokağa ahenk katıyor.İçimin karanlığı koşar adım aydınlığa, berraklığa yönelirken,kuzgunî çehremde çiçekler menevişleniyor.

Bu ferahlatıcı bir durum oluşturuyor ruhumda,tenimde,tebessümümde.

Ayrı ayrı şehirlerde olsak ta bende yaşıyorsun hâlâ.