Dikkate değer diğer bir husus ise çocuk yetiştirmede dijital dünyanın yarar değeridir. Uzmanlar bilgisayar oyunu oynayan çocuklarda el ve göz koordinasyonunun geliştiğini ifade etmektedirler. Bilgisayar oyunları çocukların zihinsel gelişimini olumsuz etkileyebilmekte, algı dünyalarında sanal gerçeklikle yer değiştirebilmektedir. Bütün etki değerlerini göz önünde bulundurarak, çocuklar için ölçülü dijital dünya algısı oluşturmak gerekiyor.

Literatürde ebeveynlik dört başlıkta türlerine ayrılıyor:

Birincisi, Yetkili Ebeveynlik: Yetkili ebeveyn çocuklarının karşısına makul beklentiler ile çıkar. Diğer bir deyişle beklentileri makulleştirir. Çocuğun algı ve kapasitesini, etki alanını iyi çözümleyerek mantıklı ve tutarlı açıklama yolunu tutar. İletişimi asla kesmez; çocuk sınırları zorladığında bile. Tabi iletişimi kesmekten kastımız çocukla küsmek değil; çocuğa kızmak, hiddetlenmek, geri püskürtmek, baskılamak, kısaca kendinden uzaklaştırmaktır. Evde gürültü yaptığı için anne babası tarafından baskılanan çocukla yeniden iletişim kurabilmek sanıldığı kadar kolay değildir. Çocuğun bir gofretle yüzünün gülmesi zaten geçici bir çözüm olarak değerlendirildiği için iletişimin iyileştiğine işaret değildir. Hasar kalıcı ise geçici çözüm beyhudedir. Yetkili ebeveyn çocuğa karşı adildir, ilgilidir, duyarlıdır ve kabullenicidir. Öyle ki anne baba evde hata payını en çok çocuğa verebilmelidir. Çoğu zaman yetişkinlerin dahi sergileyemediği olgunluk performansını çocuktan beklemek öncelikle anne ve babayı yanıltır. Çocuk tabiatını yaşar. Gelişim formasyonu deneyim üzerine kuruludur. Hata yapmayan çocuk öncesinde baskılanmış, ötelenmiş, sindirilmiş, uzaklaştırılmıştır. Hata yaparak doğruyu öğrenme imkânı varken baskılandıktan itibaren doğruyu öğrenmesi imkânsız hale gelir. Her halükarda ebeveyn, otorite kaygısından kurtulmalı, duyarlı ve ilgili bir şekilde çocuğuyla özverili bir iletişim yolunu tutmalıdır. Çocuğun, elalemin değil, senindir. Unutmayalım ki Rahmet Peygamberi Hz.Muhammed (s.a.v.) Medine’de sadece Müslüman çocukların değil Yahudi ve Hıristiyan çocukların da başını okşamıştır. Ne demiştik: her durum ve şartta iletişim altın kuraldır. Yetkili ebeveyn olmanın da tartışmasız, ahlakıdır.

İkincisi, İzin Verici Ebeveynlik: Bu türde ise ebeveyn, az kural ve az beklentiye sahiptir. Arkadaşça yaklaşım hâkimdir. İlgi ve sevgi gösterir. Ortalamaya yakındır. Yetkinleşmesi gerekir.

Üçüncüsü, Otoriter Ebeveynlik: Otoriter ebeveyn çocukla iletişiminde fazla kuralcı ve fazla beklentiye sahiptir. Nedenleri açıklamayı tercih etmez. Nedenleri açıklamayı, otoritesinden taviz vermek olarak algılar. Çocuğun ihtiyaçlarına ve bakış açısına karşı duyarsızdır. Oysaki nedenler çocuğun bilişsel ve zihinsel gelişimi açısından kritik bir ayraç vazifesi görür. Çocukların beyni tabiri caizse sünger gibidir. Bilgileri sünger gibi çekip alır. Çocuğun anne ve babasına yönelttiği her soru, zihninde depoladığı sayısız veriler arasındaki bağlantıyı kurmaya çalıştığının; yani beynin fiziki gelişimine doğru orantıda tepki verdiğinin göstergesidir. Çocuk söz konusu olduğunda cevapsız soru yoktur; olmamalıdır. Tabi bunun için de anne ve babaların kendilerini yetiştirmeleri, gerektiğinde uzman desteği almaları lazımdır. Otoriter ebeveynlikte yetişen çocuklar yaşam yolculuklarına bir sıfır yenik olarak devam ederler. Görünürde her şey güllük gülistanlık olsa bile…

Dördüncüsü, Katılımsız/İhmalkâr Ebeveynlik: Bu türde ebeveyn ya kuralsızdır ya da tutarsız kuralları vardır. Çocuktan herhangi bir beklentisi yoktur. Çocuğa karşı ilgisizdir. Sanki çocuk onun dünyasında yoktur yahut külfet teşkil etmektedir. Söz gelimi anne ve baba, henüz büyüme çağındayken çocuğu telefon veya bilgisayarla tanıştırmıştır. ‘’Benim yoktu, onun olsun’’ gibi duygusal ama tutarsız bir gerekçeyle çocuğun dünyasına büyüme çağına uygun olmayan bir aracı dâhil eder.

Toparlayacak olursak:

  1. Çocuklarınızı sevin. Sevginizi göstermekten çekinmeyin. Çocuğun yaşamda (doğarken) ilk tattığı duygu, acıdır. Sonrasında ise sevgi gelir. Anne kucağı, sevgi kucağıdır. Dolayısıyla aile de yaşam boyunca sevgi ocağı olmalıdır. ‘’Bu nasıl bir öneri?!’’ Elbette ki yukarıda bahsettiğimiz ebeveynlik türlerine göre rafine edilmiş bir öneri. Çocuklarınızı, ölçü ortalamasının üzerinde bulunan yetkili ve izin verici ebeveynlik türlerine göre sevin ve onlara sevginizi gösterin.
  2. Çocuklarınızı sayın. Unutmayalım ki birçok hukuk disiplininde kişilik hakları henüz anne karnında iken başlar. Kişilik hakları, yaşamda sonradan kazanılan haklara göre öncelik taşır. Aşırı kuralcı veya kuralsız ebeveyn profilinde çocukların kişilik haklarını ihlal etme oranı yüksektir.
  3. Çocuklarınızı muhatap alın. Halk tabiriyle onları adam yerine koyun. Dinleyin. Onlarla sağlıklı iletişim kurun. Onları küçümsemek veya dışlamak fiziksel ve psikolojik gelişimlerini olumsuz yönde etkiler.
  4. Çocuklarınıza asla maddi anlamda külfet oldukları hissini vermeyin. Elbette doğal olarak hiçbir anne ve baba böyle bir hisse sahip değildir. Fakat iletişim kazası veya kriz anlarında yaşanacak yanlış bir yansıtım, geri dönülmez hasarlara neden olabilir. Bunun üzerine ‘’büyüdükçe geçer’’ derseniz, büyüdüklerinde geçip geçmediğini anlarsınız.
  5. Çocuğu değil, çocuğun etrafında kurulu dünyayı yönetin. Bu dünyanın dijital dilini öğrenin. Çocuğunuzla birlikte onun en sevdiği oyunu oynayabilmelisiniz. Anne ve babasından hiçbir şey saklamayan çocuğun kullandığı kitle iletişim araçlarına kısıtlama getirme ihtiyacı hissetmezsiniz.
  6. Mahremiyet eğitiminde çekinmeyin, susmayın, ertelemeyin; dinleyici ve katılımcı olun.
  7. Ha bir de tebessüm sadakadır. Tebessümü de en çok çocuklar hak eder. Gündelik hayatta işler yolunda gitmese de çocuğunuzla karşılaştığınızda hemen yüzünüz gülmeli. Zira yaşanan hiçbir olumsuzluk, çocuğunuzdan daha değerli değildir. Olumsuzlukların sizi mutluluk kaynağından alı koymasına izin vermeyin.

Psikolojide meşhur bir deyiş var: ‘’Normal diye bir şey yoktur; herkesin kendi normu vardır.’’ Kişiliğimiz, yaşam boyunca aldığımız kararların toplamıdır. Anne ve babalar çocuklarına, yaşam boyunca alacakları bütün kararlarda eşlik ederler. Çocukların yerine karar almazlar. Yani almamalıdırlar. Değerlerine bağlı, sorumluluk sahibi, güçlü ve hayata pozitif bakan sağlıklı bireyler yetiştirmek istiyorsanız çocukların hayat hakkını çalmaktan sakınmalı; onlara karşı adil, sevgili, ilgili, duyarlı, katılımcı ve fedakâr anne babalar olarak eşlik etmelisiniz.