Kafa sadakası da denilen fitre,nisap miktarı mala sahip kimselerin, kendisi ve canlı olarak bayrama
ulaşmış olan bakmakla yükümlü olduğu kimseler için vermesi vacip bir sadakadır. Miktarı, bir fakirin
bir günlük iftar ve sahur yemek bedelidir ve bu yıl bir kişi için günlük en az 28 liradır. Üst limitini
samimi müslümanlar vicdanlarıyla belirlemelidirler, şöyle ki,
Bir müslüman sürekli olarak yediği iftar ve sahur yemeklerinin bedelini yaklaşık olarak
hesaplamalı ve fakire vereceği fitrenin bedelini o miktardan vermelidir, yani kendi sofra bedeli
50,70,100....lira olup da fakire 28 liradan fitre veremez, yani sen her gün pide, etli yemekler...yerken
fakire ekmek,katıksız aş....yediremezsin kardeşim...
Ayrıca, fitre vermek için oruç tutabilme şartı da yoktur yani kişi ben oruç tutamıyorum dolayısıyla
fitre vermem gerekmez diyemez. Fitre Ramazan’a ulaşma ibadetidir, oruç tutmakla ilgisi yoktur.
Fidye, yanlış anlaşılan bir konudur:
Orucu tutamayan herkes bedel olarak fidyesini vermeli deniliyor, bu anlayış yanlış olup doğrusu
şudur :Orucu tutamayacak olanlar şayet sonradan tutabileceklerse fidye veremezler sonradan kaza
ederler. Fidye,artık oruç tutma ihtimali olmayan, yaşlılar ile iyileşme ihtimali bulunmayan ve bu
durumları oruca mani olan kronik hastaların ödeyeceği bir yükümlülüktür, yani hiç bir engeli
bulunmayanlar meşru bir sebeple(ameliyat vs) oruç tutamadıkları için fidye veremezler, tutamadıkları
günleri ileride kaza ederler çünkü oruç tutabiliyorlar.
Fidye miktarı, tutulamayan her bir gün için bir fitre miktarıdır,sürekli oruç tutamayanlar için fidye
şöyle hesaplanır, 30x28=840 lira. Buna birde kendi fitresini ekleyecek ve toplamda 840+28=868 lira
ödeyecektir.
Not:Bir fitre ancak bir kişiye verilirken toplam fidye birden fazla kişiye bölünerek verilebilir..
Bir de Ramazan da şöyle kurnazca bir anlayış var o da, iftarda ezanın ilk kelimesiyle orucunu açıp
aynı hassasiyeti sahurda göstermeme, üstüne üstlük bir de, sahurda ezanın sonuna kadar yemek
yenebilir gibi çok tehlikeli bir fetva verenlerin cesaretli fakat yanlış tutumlarıdır. Bunlar iftarda da
ezanın sonunu bekleseler hadi belki diyelim ama iftarda ezanla yemeğe başlayıp sahurda ezanın
sonunu beklemek hiç adil ve dürüstçe değil. Samimi olmak en doğrusudur.
Rabbim ihlas ile oruçlarımızı tutup bayrama kavuşabilmeyi cümlemize nasip eylesin, maddi manevi
tüm hastalıklardan bizleri korusun inşaallah...
Selam ve dua ile....