Büyükten küçüğe tüm atamaları liyakate değil kendisine olan sadakate göre yapan AKP iktidarı, devletteki yandaş oranını artırmak, devlet kadrolarında istihdam hakkı olan aydınları ise ayıklamak için en büyük adımı TBMM'den çoğunluğunu kullanarak geçirdiği Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması'na dair kanun teklifiyle atmıştır.

Daha bir hafta önce Cumhur İttifakı'ndan vekillerin teşrif etmeyi unuttuğu Meclis oylamasında reddedilen teklif, reddedilen bir teklifin aynı yasama yılı içerisinde tekrar Meclis'e sunulamayacağına dair Meclis İçtüzüğü'nün açık hükmüne rağmen, AKP inadıyla tekrar oylatılmış ve kabul edilmiştir. TBMM tarihinde bir ilk olduğu kaydedilen bu usulsüzlüğün sebebi, elbette kamu imkanlarını yandaşlara peşkeş çekme ve kendinden olmayanların haklarını gasp ederek yıldırma niyetidir.

Kamuda çalışacak öğretmenleri de ilgilendiren bu yeni düzenlemeye göre; kamuda istihdam edilme kriterlerini karşılayan yurttaşları artık bir siyasi filtre mekanizması bekleyecektir. İstihdam edilmeyi bekleyen yurttaşlar hakkında istihbari bilgiler saçılacak, kişisel bilgi gizliliğine dair yasaların çiğneneceği bir zemin hazırlanacak, insanlar hüküm giymediği/haklarında somutlaştırılmamış

iddialar nedeniyle dahi kadro haklarından alıkoyulabilecektir.

Baştan aşağıya faşizm kokan bu düzenleme, kamunun kapısını AKP ya da MHP'den olmayan yurttaşlara sertçe kapatacak, devletin tüm yurttaşlarına eşit durma ilkesini tozlu raflara kaldıracaktır.

Peki bu çağdışı uygulamayı hayata geçirmekte olan AKP'nin "güvenlik soruşturması" temiz midir?

Kamu istihdamının güvenli ve eşit olması konusunda sicili berrak mıdır?

Eğitim-İş olarak biz açıklayalım:

- FETÖ ile ayrılık yaşamadan önce devletin en önemli kadrolarını bu terör yapılanmasına açan, ne istedilerse veren, kamuda istihdamın en önemli alanları için yapılan sınav soruları FETÖ tarafından çalındığında susup, "sorular çalınıyor" diyenleri hedef gösteren;

- 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından FETÖ ile mücadele adı altında muhalif, yurttaşları kamudaki görevlerinden koparan;

- Suça batan, para havuzlarında yüzen parti yöneticileri için pişkince "Onlara GBT mi yapsaydık, nereden bilelim ki" diyen;

- Ülkede insan bulma sıkıntısı varmışçasına baş adamlarına kamudan 3'er 4'er maaş bağlayan;

- Asıl arşiv sorgulamanın yapılması gereken alan olan Harp Okulları'na girmek için "siyasi ve irticai faaliyetlere katılmamış olmak" şartını kaldıran;

- Daha dün 8 IŞİD yöneticisine vatandaşlık verdiği ortaya çıkan;

AKP'nin güvenlik soruşturması beter, sicili rezalettir. Yani normal şartlarda AKP'nin kamu istihdamında güvenliğe dair söz söylemeye yüzü olmamalıydı ve hem Anayasa'ya hem de insanlık onuruna aykırı olan fişleme mekanizması teklif dahi edilememeliydi. Oysa tüm bunlara rağmen milletin egemenliğinin yegane sembolü olan Meclis'te, milletin nasıl fişleneceği oylanmış ve sadece oylamalarda ellerini havaya kaldırmalarıyla bilinen vekillerin oylarıyla resmi olarak hayatımıza girmiştir.

Hak ve özgürlüklerin her zaman savunucusu olan Eğitim-İş olarak altını çiziyoruz:

Meclis'ten geçirilişinden içeriğine kadar baştan aşağıya hukuksuz olan bu düzenlemenin eğitim alanında yol açacağı hiçbir tahribata karşı asla sessiz kalmayacağız! Dünyanın en saygın mesleklerinden olan öğretmenliği yapmak için parıldayan gözlerle bekleyen insanları bu fişlemenize kurban etmeyecek, yaşatacağınız her mağduriyet için tüm hukuki yolları usanmadan aşındıracağız! Düzenleme nedeniyle yaşanacak her rezalet ile ilgili kamuoyunu en etkili biçimde bilgilendirecek, vahim olayların unutulmamasını sağlayacağız! Tarih boyunca insanlık onuruna aykırı olan her uygulama, onu var eden elleri rezil etmiştir.