Corona denilen illetin ortalığı kasıp kavurduğu her an, bu köşede AKP iktidarı yöneticilerini halka doğru bilgi vermeye çağırmış, aksi davranışların salgının etkileri konusundaki ciddiyeti darbelediğini, pervasızların sayısını arttırdığını ve toplumun büyük bölümünü de virüsün ne kadar öldürücü olduğunu anlamaktan uzaklaştırdığını vurgulamıştık...

Çünkü son aylarda Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın açıkladığı Corona tablosu ciddi kuşkular yaratmıştı...

Muhalefet milletvekilleri ve kimi gazeteciler, çeşitli kentlerdeki mezarlıklar müdürlükleri ile TÜİK verilerini karşılaştırarak, Koca'nın açıkladığı rakamlarla gerçek ölü sayısı arasındaki çelişkiye dikkat çekmişlerdi...

Türk Tabipler Birliği de ısrarla salgının boyutu ile ilgili rakamları açıklamış, hükümete virüsün gerçek tahribatıyla ilgili verileri paylaşması çağrısında bulunmuştu...

Son olarak geçen hafta, CHP'nin yerel yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, 11 büyükşehirdeki Corona kaynaklı ölüm sayısı ile Fahrettin Koca'nın aynı dönemdeki açıklamalarını yanyana getirerek, aradaki uçuruma dikkat çekmiş, bakanı da verileri doğru açıklamaya davet etmişti...

Türkiye'de Corona kaynaklı can kayıplarının kısa süre önce 120'li rakamlardan 20'li rakamlara düşmesi, sonra da geçen haftalarda yeniden 80'li rakamlara ulaşması salgın tablosundaki kuşkuları büyütmüş ve CHP'li milletvekili Murat Emir'in açıkladığı bir başka tablodaki dehşet verici rakamlar ise kamuoyunda infial yaratmıştı...

Çünkü Emir'in Sağlık Bakanlığı verilerine dayanarak açıkladığı rakamlarla Fahrettin Koca'nın Corona tablosundaki veriler arasında ürkütücü bir uçurum vardı...

Elindeki bir belgeyi gösteren CHP'li vekil, "Koca'nın bin 512 hasta var dediği 10 Eylül'de toplam test sayısı 158 bin, negatif 128 bin 645, pozitif 29 bin 377. Sayın bakan, belge doğruysa artık halkımıza gerçekleri söylemenin zamanı gelmiştir" dedi...

CHP'li vekil, Coronalı hasta sayısının açıklananın 20 katı olduğunu iddia ederken, işte bu tartışma hem tepki yarattı hem de Corona'nın tahribatı ile ilgili tablo üzerinde kuşkuları iyice arttırdı...

Test şaşkınlığı ve tehdit!..

Corona salgınında gerçek tahribatın gizlendiği, vaka ve can kaybı sayısının sürekli olarak düşük rakamlarla açıklandığı iddiaları bazı belgelerle de desteklenirken, önceki gün ortalık iyice karıştı...

Meğerse, Temmuz ayı sonundan itibaren Corona'lıların sayısıyla ilgili farklı bir sistem uygulanmaya başlanmış!..

Bir kişi belirti göstermiyorsa ve testi pozitif çıksa bile hasta sayısının içinde gösterilmiyormuş!..

Bunun tam tersi gidişatın da vahim bir tarafı var ki, Corona belirtisi göstermesine rağmen, testi negatif çıkanlar da hasta sayılarına  eklenmiyormuş!!!

Oysa uzmanlar diyor ki, Corona hastalarının çoğu  hiç bir belirti göstermeden hastalığı atlatırken, virüsü taşıyıcı olarak başkalarına yaymaya devam ediyorlar...

İşte bu tablo, "Türkiye'de hasta ve can kaybıyla ilgili gerçek sayılar gizleniyor" diyenlerin iddialarını güçlendirirken, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca sonunda dikkat çekici bir açıklama yapmak zorunda kaldı... Dedi ki Koca;

"Bilelim ki, salgınla mücadele sürecinde, devletimiz, halkının sağlığı kadar, ulusal çıkarlarını da korumaktadır... Çünkü salgın hayatın bütün alanlarını etkilemektedir. Mesuliyeti olmayan bazı kişilerin tenkitleri, fotoğrafın bir noktasına mercekle bakıp, leke aramaktan farksızdır."

Gizlilik, duyarsızlık, ölüm!..

Bu köşede sadece salgının yarattığı tehlike nedeniyle yurttaşları uyarmadık, aynı zamanda AKP'li yetkilileri virüsün etkileri konusunda gerçek rakamları açıklamaya çağırarak, bunun yapılması halinde toplumun salgına karşı daha duyarlı olacağına, tedbirleri önemseyeceğine, yasaklar konusunda da daha dikkatli olacağına ısrarla vurgu yapmıştık...

Ne yazık ki AKP iktidarı, işadamları ve ekonomi çevrelerinin baskılarına boyun eğerek önlemleri gevşetirken, bundan kaynaklanan gerçek tahribatı da açıklamaktan kaçındı...

Velhasıl, muhalefet milletvekillerinin açıkladığı belgelerle Fahrettin Koca'nın "ulusal çıkarlar"a dikkat çeken açıklaması yan yana getirildiğinde, Türkiye'nin başka devletler gibi Corona konusunda gerçekleri gizlediği ortaya çıkıyor...

Özellikle turizmden büyük yarar elde eden ülkelerin Corona'nın tahribatını gizlediğine ilişkin iddialar aylardır gündemdeyken; tehlikeyi gizleyerek bazı kesimlerin salgın ortamında bile nemalanmasına göz yummak ne yazık ki "ulusal çıkar" şeklindeki bir iddiayı haklı çıkartmıyor...

Baksanıza; salgının gerçek boyutları gizlenmiş olmalı ki, tahribatı daha çok artıyor, insanlar daha çok duyarsız oluyor, virüs daha çok yayılıyor ve bunun yol açtığı sosyo ekonomik darbe ise giderek daha ürkütücü boyutlara ulaşıyor...

İnsanları kısa sürede öldüren bir virüsün ağır tablosunu "ulusal çıkar" iddiası ile gizlemek akıllara "bu çıkarlardan kim nemalandı" sorusunu da getiriyor ki, bu da hiçbir devletin altından kalkamayacağı kadar büyük bir sıkıntıyı ve yükü eninde sonunda gözler önüne serecektir...

Bir kez daha vurgulayalım; turizm sezonu da bitmişken, Türkiye bu dehşet verici salgının yarattığı tehdidi ve tehlikenin gerçek boyutlarını açıklayarak, yeni vakaları ve ölümleri belki durdurabilir...

Bu köşede daha önce de dikkat çektiğimiz gibi, tahribatı, etkisi ve öldürücü yönü düşük gösterilen salgınlar toplumdaki duyarsızlığı arttırıyor, alınan önlemleri etkisiz hale getiriyor ve insanları daha çok başıboş davranmaya zorluyor...

Söyler misiniz; bir hastalık tüm dünyanın yanı sıra Türk Ulusu'nu da esaret altına almışken, hangi çıkar insan sağlığından yararlı olabilir ki?..

Corona salgının ne kadar öldürücü olduğunu en iyi anlatmanın yolu, bu virüs belasıyla ilgili gerçekleri hiç çekinmeden anlatmaktır...

Aksine, toplumun ağırlıklı bir kesimi her gün onlarca insan yaşamını yitirmesine rağmen, pervasız- duyarsız- tedbirsiz davranmaya devam edecektir...