Çin merkezli biyoteknoloji şirketi Sinovac’ın geliştirdiği CoronaVac aşısına 13 Ocak’ta acil kullanım onayı verilmesini takiben ülkemizde aşı uygulamalarına başlandı. Acil kullanım onayı, bulaşıcı hastalıklar kapsamında kabul edilen, halk sağlığını ciddi olarak tehdit eden istisnai durumlarda kullanılacak ve ruhsatlandırmaya esas veriler sağlanıncaya kadar sorumlu kurum tarafından verilen kullanım izni olarak tanımlanır. Tüm dünyayı etkisi altına alan böylesine ölümcül, tehlikeli ve aynı zamanda da kolay yayılım gösteren küresel bir salgın, normalde çok daha uzun süren bu süreci hızlandırmaya tüm ülkeleri mecbur bıraktı.

Bağışıklığımız uyarılıyor

Sinovac’ın geliştirdiği CoronaVac aşısı inaktif bir aşı yani ölü virüs aşısı. Bu aşının içeriğindeki virüs parçalanıp etkisiz hale getirilerek vücudumuza bir zarar vermeden bağışıklığımız uyarılıyor. Yani aşının içinde virüs var ama hastalık yapamaz. Dolayısıyla korkmaya gerek yok. Böylece ölü virüsü bağışıklık sistemimizdeki askerler görüp tanıyacak. Ona göre silahlarını kuşanacak ve canlı virüse karşı koruma kalkanını oluşturacak. Bu aşının en güzel tarafı gelenekselleşmiş yöntemlerle üretilmiş olması.

Avantajları var

Hani acil kullanım onayı ile apar topar kullanıma sunuldu gibi bir kanaat var ya bu aşı çok iyi bilinen ve tecrübe edilmiş yöntemlerle hazırlandığı için uzun dönem etkileri konusunda diğer aşılara kıyasla daha net konuşulabilir durumda. Diğer önemli bir avantajı ise normal bir buzdolabı sıcaklığında yani 2-8°C’de saklanabilir olması. Saklanma ve taşınma koşulları diğerlerine kıyasla çok daha kolay. Bu aşının Türkiye’de yapılan faz III çalışmasının ara değerlendirme sonuçlarına göre etkinliği % 91,25 olarak tespit edildi. Bu da çok iyi bir rakam. Tek zorluğu üretiminin diğerlerine göre daha zor ve yavaş olması.

Korunma kalkanı

Diğer bir aşı türü de  Mesajcı RNA (mRNA) Aşıları. mRNA yani mesajcı ribonükleik asit, hücre çekirdeğindeki genetik ana madde olan DNA’dan üretilen bir molekül. Hücrenin normal işleyişinde yine hücre içindeki ribozomlara protein sentezi için gerekli genetik kodu taşıyor. Aşı için ise mRNA’nın laboratuvarda yapay olarak üretilmiş şekli kullanılıyor. Virüsün diken proteinlerinin genetik kodunu taşıyan mRNA’lar aşı yoluyla verilerek hücrelerimizdeki ribozomları kandırıp viirüsün diken proteinlerini oluşturmasını sağlıyor. Burada da hastalık oluşturacak virüs yok. Oluşan diken proteinlerini yabancı madde olarak algılayan vücut karşı antikor geliştiriyor. Yani bağışıklık sistemimizin askerleri virüsün vücudumuzda yapıştığı yeri olan dikenlerine karşı korunma kalkanı oluşturuyor. Böylece virüs hücreye tutunamıyor. Bu oluşan diken molekülleri daha sonra kendi moleküllerimiz gibi yıkılarak vücuttan atılıyor. Bu aşılar çekirdekteki DNA’ya ulaşamadıkları için DNA’mızı bozma gibi bir riskleri yok. En büyük dezavantajı uzun vadede bu yeni yöntemin sonuçlarının bilinmiyor olması ve saklanma koşullarındaki zorluk. Biontech/Pfizer aşısının (BNT-162b2) -70°C’de, Moderna aşısının (mRNA-1273) -20°C’de saklanması gerekiyor. Bu şartlar da özel soğutucularla ayrı ve maliyetli bir altyapı bulunmasını gerektiriyor. Biontech/Pfizer aşısının dünyaya kazandırılmasında Türk çiftimiz Uğur Şahin ve Özlem Türeci’nin emeği bizim için önemli bir gurur kaynağıdır.

Yan etkiler

Aşılama sonrasında görülen yan etkiler sıklıkla hafiftir.

Aşı uygulanan bölgede ağrı, şişlik, kızarıklık

Kolunuz hafif yüksekte olacak şekilde bir pozisyon ile istirahate alın. Soğuk suyla ıslatılmış bir havluyu aşı yapılan bölgeye koyarak soğuk uygulama yapabilirsiniz.

Parasetamol içeren ağrı kesiciler kullanabilirsiniz.

Hafif ateş, titreme, kas, eklem ağrısı, baş ağrısı, yorgunluk

İstirahat edin, bol sıvı alın, parasetamol içeren ağrı kesiciler kullanabilirsiniz.

Kusma, ishal

Bol sıvı alın, ishal diyeti uygulayın. Ağızdan sıvı ve gıda alınamayacak kadar kusma olması durumunda sıvı kaybı varsa serum takılmak üzere sağlık kuruluşuna başvurun.

COVID-19 aşısı uygulamasından sonra bunların dışında aşıyla ilişkili olabileceği düşünülen bir rahatsızlık hissedilmesi durumunda en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Nadir olarak görülebilecek aşırı alerjik reaksiyon ihtimali sebebiyle aşının hemen müdahale edebilecek ekip ve ekipman eşliğinde yapılması uygundur.

Aşı sonrası antikor oluşumu

Her zaman dikkat etmemiz gerekir fakat özellikle aşı yapıldıktan sonra iyi antikor oluşsun diye sağlıklı beslenmeye ve iyi uyumaya dikkat etmeliyiz.

Uykunun bağışıklıktaki önemini ve uykusuzluğun virüse yakalanma riskini artırdığını biliyoruz.

Bunun yanı sıra uykunun aşı sonrası antikor oluşumuna etkisi bilimsel olarak da kanıtlanmıştır. 21 Aralık en uzun gece vesilesiyle uyku ile ilgili yazdığım yazımda İsviçre’de Dr. Zimmermann’ın yürüttüğü bir çalışmadan bahsetmiştim. Bu karşılaştırmalı çalışmada aşı sonrası aynı günün gecesinde iyi uyumayan kişilerde aşıya bağışıklık cevabının çok daha zayıf olduğunu gözlemlemişler.

Risk grubu sırasına göre halkımıza ücretsiz uygulanan coronaVac aşısı 28 gün arayla iki doz halinde uygulanıyor. İkinci dozdan ortalama iki hafta sonrasında antikor düzeyinde yükselme gözlenmekle birlikte oluşacak antikor miktarı kişiye ve yaşa göre değişebilir.