Koronavirüs bir solunum yolu enfeksiyonu gibi başlayıp, damarları tutarak başımıza başka işler de açabiliyor

Kovid-19 yüzünden kalp ve beyin enfarktüsü geçirmek, koronavirüsün damarlara verdiği zarar yüzünden olabiliyor

Kovid-19 hastalığının hiçbir belirti vermeden geçtiği gibi başağrısı, boğaz ağrısı, burun akıntısı, kas ve eklem ağrıları, aşırı halsizlik, yeni ortaya çıkan koku ve tat alma duyusu kaybı,  ateş, öksürük, nefes darlığı,  ishal gibi belirtilerle de seyrettiğini biliyoruz. Bazı vakalarda hastalığın akciğerleri tutarak ilerlediğini, böbrek yetersizliği, çoklu organ yetersizliği ile maalesef ölümlere yol açtığını da biliyoruz. Ayrıca ‘Lancet’ dergisinde yayımlanan bir çalışmada gösterildiği gibi, aylardır başımızın derdi olan bu mikrop, bir solunum yolu enfeksiyonu gibi başlayıp, daha sonrasında damarları da tutarak başımıza başka işler de açabiliyor.

Ani pıhtı oluşumu

Böylece bu saydığımız belirtilere inme ya da kalp krizi belirtileri de eklenebiliyor. Düşünsenize grip gibi damlacık yoluyla yayılan, hapşırmak ya da öksürmekle kolayca bulaşan bir hastalık yüzünden kalp enfarktüsü ya da beyin enfarktüsü geçirmek ne kadar garip bir olay gibi görünüyor. Ama maalesef bu hain virüsün damarlara verdiği zarar yüzünden  bir sonuç olarak da karşımıza çıkabiliyor. Burada sebep, hızlı ilerleyen endotel hasarı yani damar duvarının iç yüzeyinin bozulması ve ardından ani gelişen pıhtı oluşumu. Neyse ki bu her zaman olmuyor. Tıpkı bazı vakaların hiç belirti vermeden geçmesi, bazılarının sadece ateş ve birkaç gün süren öksürükle geçmesi ama bazı vakaların da yoğun bakıma ihtiyaç duyup, daha dramatik olarak seyretmesi gibi sadece bazı durumlarda karşımıza çıkıyor.

Kalp enfarktüsü

Koronavirüs neden damarları da tutuyor derseniz, bu virüsün vücudumuzda ACE-2 reseptörlerine bağlanarak girdiğini biliyoruz.

Bu reseptörler akciğer, mide-bağırsak ve böbreklerde bulunduğu gibi damar iç yüzeyini döşeyen endotel hücrelerinde de bol miktarda bulunuyor.

Girdiği hücrede hasara ve enflamasyona yol açan virüsler, damar iç yüzeyini döşeyen endotel hücrelerine de girip hasar oluşturuyor.

Bu değişiklikler de pıhtı oluşumunu tetikliyor, oluşan pıhtı da damarların tıkanmasına sebep oluyor.

Bu nedenle Kovid-19 enfeksiyonunda uygulanan tedavide kan sulandırıcı olarak bildiğimiz pıhtı oluşumunu önleyici ilaçların yeri büyük önem taşıyor.

Pıhtı nedeniyle tıkanan damar, o bölgeye kan iletemediğinden, o damarın beslediği bölgedeki hücreler ölüyor ve enfarktüs ortaya çıkıyor. Bu durumda olay kalpte meydana gelmişse buna kalp krizi diyoruz.

Damarın kanlandırdığı bölgenin büyüklüğüne göre enfarktüsün boyutu yani ölen hücrelerin sayısı da değişir.

Beyin enfarktüsü

Kalpteki olay beyinde de gerçekleşebilir. Bu sefer karşımıza çıkan hadise beyin enfarktüsüdür.

Klinik olarak gözlemlediğimiz olay da inmedir.

Olay beynin hangi bölgesinde gerçekleştiyse, o bölgenin sorumlu olduğu taraftaki felçlerle karşılaşırız.

‘Statin’in etkisi

Bu arada hâlâ tartışmalı bir konu olan kolesterol ilaçlarından statinlerin, Kovid-19 enfeksiyonuna olan etkilerinden de bahsetmek istiyorum. Statinlerin antiinflamatuar, immunmodulatuar etkilerinin yanı sıra endotel bütünlüğünün korunmasında da rollerinin olduğu bilinmekte. Ayrıca statinlerin, virüsun zarf glikoproteini olan GP1 düzeylerini azaltarak enfeksiyon yapıcı etkisini de azalttığı gösterilmiş. Bunun yanı sıra statinlerin, MYD88 geni yolağını engelleyerek Kovid-19 dahil virüslerle olan solunum yolu enfeksiyonlarında doğal bağışıklık yanıtlarının korunmasında faydalı olabildiği de birçok çalışmalarda gösterilmiş. Yani sansasyonel bir şekilde kara listeye alınmaya çalışılan statinler, yeri geldiğinde damar tıkanıklığını önlemek üzere hareket ederken aynı zamanda bizi bu virüslere karşı da koruyor olabilir.

Damarlarımızı korumalıyız

Biz normalde damarların tıkanma sürecinde etkili olan risk faktörlerini biliyoruz.

Bu nedenle de bu süreç içinde önlem almak mümkün oluyor.

Hatta damar tıkanıklığı genellikle zamanla ilerleyen bir hastalık olduğu için olay başımıza gelmeden tespit ve tedavi etmek de mümkün oluyor.

Bir kardiyolog olarak daha önce de bahsettiğim gibi koruyucu kardiyolojinin ve kalp damar sağlığını korumanın önemine yine değinmek istiyorum. Kovid öldürücü vuruşlarından birini, damarlarımız üzerinden yapıyorsa biz de damarlarımızı en sağlam haliyle korumalıyız.

Kalp damar sağlığını korumak için de risk faktörlerini iyi bilmeliyiz.

Anne babamızda erken yaşta kalp damar hastalığı varsa, iki kat daha fazla dikkat etmek gerekir.

Diabet ve hipertansiyon varsa yakın takip edilmeli, kontrol altına alınmalı, hareketsiz kalınmamalı, fazla kilolardan kurtulmalı, elektronik dahil sigara kullanmamalı, hatta
içilen yerde de bulunmamaya dikkat edilmelidir.

Sağlıklı beslenmeli, yüksek kolesterolden korunulmalıdır.