Salgın döneminde özellikle yakın takip gerektiren kalp damar, hipertansiyon ve diabet gibi hastalıklara sahip olanlar hastanelere gitmekten kaçınarak kendilerini daha ileri sağlık problemleriyle karşı karşıya bıraktılar. Bu hastalıklar hayatı tehdit ettiğinden kontrolleri aksatmaya hiç gelmez. Bu kronik hastalıklar iyi tedavi edilmezse zamanla organlarda iyileşmesi zor hasarlar bırakabilir

Pandemi sürecinde çoğumuz evlere kapandık. Virüsten korunmak için kalabalık alanlardan uzak durmak elbette çok doğru bir fikir. Keyfi buluşmalarımızı, gezip tozmalarımızı, seyahatlerimizi bir süreliğine mecburen erteledik. Normalleşme sürecine girmekle birlikte bu yaz tatili döneminde korka korka da olsa tatile gidenlerimiz oldu. Çoğumuz da pandeminin seneye biteceğini varsayarak “olsun bir dahaki sefere acısını çıkarırım” diye düşünüp yine evde kalmayı tercih etti.

Sağlık ertelemeye gelmez!

Pandemiden korunalım derken yapmayı istediğimiz birçok şeyi erteledik. Bunlardan bir kısmını da elimizde olmayarak ertelemek zorunda kaldık. Sınırlar kapalıydı yurt dışına çıkamadık, restoran, kafe, sinema, tiyatrolara gidemedik. Düğün, kutlama toplantıları, kongreler iptal oldu. Artık uluslararası sınırlar yavaş yavaş açılıyor, restoran, otel, kafe ve sinemalar hizmete açıldı. Bunların hepsi olmasa da olur türden ertelenebilecek aktivitelerdi. Ancak sağlık hiçbir zaman ertelenemez. Bu dönemde özellikle yakın takip gerektiren kalp damar hastalıkları, hipertansiyon, diabet gibi hastalıklara sahip olanlar hastanelere gelmekten kaçınarak kendilerini daha da ileri sağlık problemleri ile karşı karşıya bıraktılar. Bu saydığım hastalıklar özellikle kalp ile ilgili olanları hayatı da tehdit ettiğinden kontrolleri aksatmaya hiç gelmez. Bu kronik hastalıklar iyi tedavi edilmezse zaman içinde ilgili organlarda iyileşmesi zor hasarlar bırakabilir. Örneğin hipertansiyon zamanla kalbi, gözü, böbreği bozabilir. Beyinde ani oluşabilecek komplikasyonlara yol açabilir. Keza diabet de benzer şekilde ilerler.

Risk faktörleri

 

Bu kronik hastalıklara zemin hazırlayan bazı risk faktörleri vardır. Bunların bir kısmı bizim yaşam tarzımızla ilgilidir. Bilerek ya da bilmeyerek yaptığımız bazı yanlışlar bizde bu hastalıklara davetiye çıkarabilir. Bu yaşam tarzını değiştirmek bizim elimizdedir. Bazen de haberimiz olmadığı halde vücudumuzda bazı vitamin ya da mineraller eksiktir. Bunların eksik olması da bazı hastalıkların oluşmasına yol açar. Bu eksiklikleri takviye ederek durumu telafi edebiliriz. Bazen de tam tersi fazlalık vardır. Örneğin kolesterol çok yüksektir, kalp damar hastalığı için risk olabilir. İnsülin direnci başlamıştır, ileride diabet hastalığı ortaya çıkabilir.

Tam teşekküllü hastaneyi tercih edin

Kovid-19 enfeksiyonu için hipertansiyon, kalp, böbrek hastaları ve kanser gibi diğer çeşitli kronik hastalıkları bulunan kişilerin daha çok dikkat etmelerini, ilaçlarını ihmal etmemeleri gerektiğini söyleyip duruyoruz. Çoğu zaman belirti vermeden sinsice ilerleyen bu hastalıklar, genellikle de hayatın ileri dönemlerinde ortaya çıkar. Çoğu zaman check up’ta bu hastalıkları tesadüfen yakalarız. Tavsiyem, check up’ı öyle muayenehane ya da kliniklerde değil, tam teşekküllü ve tüm branşların olduğu bir hastanede yaptırmanızdır. Böylece bir yerinizde bir şey bulunduğunda kolayca uzmanına ulaşabilirsiniz. Tüm bilgileriniz aynı yerdedir. Özellikle de kardiyoloji konusunda iyi olan bir hastaneyi tercih etmenizi öneririm. Kalp ile ilgili bir sebepten acile geldiğinizde dosyanıza ulaşmak kolay olur. Bu dönemde check up yaptırmaktan çekinmeyin, birçok hastanede olduğu gibi benim de bulunduğum hastanede gerekli tedbirler fazlasıyla alınmış durumda, içiniz rahat olarak gelebilirsiniz.

Check up yaptırmanın tam zamanı

Check up herhangi bir hastalık ya da şikayet olmadan yapılan sağlık kontrolüdür.

Check up yaptırmak için hasta olmayı beklememeliyiz.

Hatta tam tersi aslında ileride hasta olmamak için yaptırmalıyız.

Bu sayede çoğu kronik ve ağır seyreden hastalıkları erken dönemde teşhis edip, tedaviye de erken başlamak mümkün olabilir.

Böylece tedavisi de daha kolay olacaktır ve daha yüz güldürücü sonuçlar elde ederiz.

Bir virüs enfeksiyonu ile karşı karşıya olduğumuz için bağışıklık sistemimiz ne kadar güçlüyse, bu hastalığa karşı da o kadar güçlü durabileceğimizi biliyoruz.

Bunu sağlamak için de önce vücudumuzda her şey yolunda mı gidiyor, ters giden bir şeyler var mı, eksik gedik ne var, nelere ihtiyacımız var ya da neleri düzeltmemiz gerekiyor
bir bakmamız lazım.

Hep aynı örneği veririz, hani arabamızı düzenli olarak bakıma götürürüz, hatta uzun bir yola çıkacaksak bu uzun yola dayanabilir mi, bizi yarı yolda bırakır mı anlamak için öncesinde ekstra genel bir kontrole sokarız.

İşte tam da bu nedenle check up yaptırmayı ertelememeli, hatta özellikle bu dönemde yaptırıp gerekli tedbirleri bir an evvel almalısınız.

Hekim kontrolünde D vitamini

D vitamini eksikliği bağışıklık sisteminin işleyişini olumsuz yönde etkiliyor diyoruz.

Bu vitaminin düzeyi kan tahlili ile kolayca anlaşılabilir.

Eksik olan miktarı ilaçla kolayca tamamlamak mümkündür.

Ancak bu mutlaka hekim kontrolünde yapılmalıdır.

D vitamini yağda eriyen vitaminler grubuna girdiğinden fazla alındığında vücutta birikir ve bu sefer toksik etki yaratır.

Eksikliği kemiklerin güçsüz olmasına ve kolay kırılmasına sebep olduğu gibi fazlası da kemikleri kırılgan hale getirebilir.

Bu nedenle koronavirüsten korunacağım diye bağışıklığı yükseltmek için çeşitli vitamin, mineral takviyelerini kullanmadan önce mutlaka bir hekime danışmalı ve gerekli kontrolleri yaptırmalısınız.