Neden hep ben ? Neden hep ben çalacağım kapını ki !Bak ! Gün ikindiye yaslandı. Dayan kapıma! Güm,güm güm! Diye yumrukla! Açtığımda,bir hışımla itip beni kenara,dal içeri! Kolaçan et evin dört bir yanını.Dişi bir sinek bile bulursan kurşuna diz onu! Gel,sonra yalnızlığımı da kontrol et! Gir içimin yanından,geç öteki yanıma da.Issız odamda halımın altında gizlediğim, sığındığım,aldatıldığım ve gözyaşlarımla ıslanmış sessizliklerimi, suskunluklarımı da gözden geçir!Yetmezse,dal hülyalarıma da istersen;kadın olarak,sevgili olarak maviye sarıp sarmaladığım senden başka kimse var mı,diye ?Ha,mavi pancurlarına mavi yağmur damlalarının çarparak gökkuşağı oluşturduğu dağ kulübemi unutma!Ve içindeki siyah-beyaz nostalji filimlerini seyrettiğimiz ve şarkılarına eşlik ettiğimiz,bolca gözyaşı döktüğümüz sırılsıklam bir içtenliğin ve kederin yumaklaştığı “duygusal oda”mıza illa ki göz gezdir!

Şayet bunları yapmazsan,yapamayacaksan,ben biliyorum sana ne yapacağımı:gene kapına dayanacak,gene zilini çalacak,gene seni ne çok sevdiğimi söyleyeceğim. Çünkü senden vazgeçemem.