Bugünü yarına bağlayan gece Ramazan ayının ilk sahuru yapılacak ve niyet edilerek yarın bir ay sürecek olan oruç dönemine başlanacak. Biliyoruz ki oruç tutmak sadece aç ve susuz kalmak değil aslında dinimizdeki anlamı çok daha derin ve önemlidir. Ben bugün orucun sağlıkla ilgili yönünden ve içinde bulunduğumuz dönemde çok gerekli olan sabır duygusunu bize nasıl kazandırdığından bahsetmek istiyorum.

Bir yılı aşkın süredir devam eden ve ezber bozan bu salgın insanları artık bezdirmeye, bıktırmaya başladı. Maske, mesafe, temizlik kurallarını mikroba karşı üç silahşörlerimiz gibi uyguluyoruz. Hatta artık alıştık gibi geliyor. Maskeyi unutup çıktığımız zaman bir eksiklik hissediyoruz, dostlarımızla karşılaştığımız zaman eskiden hemen sarılıp öpüşüyorsak da artık şimdi tam sarılacak iken duraksıyoruz ve uzaktan sevgimizi belli eder hareketleri yapıyoruz. Bu alışkanlıklar zamanla selamlaşma kültürüne de değişiklik kazandıracağa benziyor. Başımızdaki mikrop adeta benden kurtulamazsınız diyerek durmadan mutasyon geçiriyorsa, Dünya Sağlık Örgütü ileride benzer şekilde karşımıza çıkabilecek diğer başka mikroplar hakkında bizi uyarıyorsa bu mikroplara karşı her zaman dikkatli olmayı bilmemiz gerekiyor.

Biraz daha sabır

Oruç tutarken acıkmak, susamak gibi doğal ihtiyaçlar aklımıza gelir. İftar saatini sabırla bekleriz. Bu bekleme sürecinde de hiç şikayet etmeyiz, söylenmeyiz. Sabretmek böyle bir duygudur. Bizim dinimizde, inancımızda olan bir duygudur. Tasavvufun dayandığı temellerden biridir. Sabretmeyi bilmek insanı daha erdemli kılar. Çalışkanlığın da ve sonrasında hak edilen başarının da temelinde sabretmek vardır. Zorluklara, acılara da sabretmeyi öğrenerek katlanırız.

Biliyorum hepimiz bu salgın yüzünden hayatımızın kısıtlanmasından bıktık. Bir yandan kısıtlı bir sosyal hayat, iş alanındaki kısıtlamalar, seyahat kısıtlığı sabrımızı zorluyor. Ama tam da işte bu zamanda sabretmeyi çok iyi bilmemiz gerekiyor. Çünkü bu günler nasıl olsa geçecek. Ama biz salgını önlemek ve bitirmek için üzerimize düşenleri sabırla yerine getirmeliyiz.

Ruhunuzu arındırmak için iyi gelecek

Beden ve ruh sağlığını her zaman bir bütün olarak değerlendirmeliyiz. Tüm ibadetlerde olduğu gibi, oruç tutmak da Allah’a yakınlaşmayı,  ruhu arındırmayı, vicdan açısından rahatlamayı sağlar. Her zaman iyi bir insan olarak dikkat etmemiz gereken özelliklere Ramazan ayında daha da çok dikkat ederiz. Güçsüz ve muhtaç kişilere yardım edip, dedikodu, fitne ve fesattan uzak kalırız. Ramazan ayı oruç ibadetiyle beraber dostluğu, kardeşliği, dayanışmayı, birlik ve beraberlik içinde olmayı çağrıştırır. Oruç bize sabretmenin, tevazu göstermenin, affetmenin, paylaşmanın, yardım etmenin değerini hatırlatır. Belki de çoğu zaman göz ardı ediyoruz ama çağımızda stres birçok hastalığın kaynağında bulunuyor. Bağışıklığımızı kötü yönde etkiliyor tansiyonumuzu yükseltiyor, huzurumuzu, uykumuzu kaçırıyor. Stresi yönetmenin onunla baş etmenin en önemli aşaması sabretmeyi öğrenmektir. Tahammül edebilmek aslında her tür mücadelede en büyük avantajdır. Sadece oruç zamanı değil hayatımızın her döneminde hatta çocuklarımızı bile buna alıştırarak yetiştirirsek ileride karşılaşacakları ve onlara güç gibi gelen tüm merhaleleri de kolayca atlatacaklardır.

Oruç tutmak sindirim sistemini rahatlatır

Oruç döneminde mide, bağırsak, safra kesesi, karaciğer ve pankreas gibi organlar dinlenir, kendini onarma ve yenileme fırsatı olur. Oruç tutmak abur cubur yeme alışkanlığını düzeltir.

Oruç tutmak hormonların ve metabolizmanın doğru çalışmasına yardım eder

Obezitenin sebeplerinden olan insülin ve leptin direncinin düzelmesine yardım eder. Bu hormonların salınımı düzene girer ve kilo vermek kolaylaşır. Tiroid bezi gibi hormon salgılayan diğer bazı organların çalışmasına da olumlu etkisi vardır. Aç kalmaya dayanıklılık artar. Açlık ile tetiklenen ketozis dolayısıyla depolanan yağ hücrelerinin yakımı gerçekleşir.

Oruç kalp damar risk faktörlerini azaltır

 Oruç tutmak kolesterol metabolizmasını da düzelttiği için kalp damar sağlığına da olumlu etkisi vardır. Ayrıca insülin direncini düzeltip kilo vermeyi kolaylaştırır. Bel çevresinin genişlemesine engel olur. Yüksek trigliserid seviyesinin normale dönmesine yardım eder. Böylece kalp damar sağlığı için önemli bir risk etkeni olan metabolik sendromun iyileşmesine yardım eder.

Hücre yenileyici ve kanser önleyici

Hücrelerin kendi kendini sindirmesi olarak bilinen otofaji konusundaki çalışmalarıyla 2016 yılında fizyoloji veya tıp alanında Nobel Ödülü alan Yoshinori Ohsumi, hücrelerin yenilenmesi için yaşlı hücrelerin parçacıklarının imha edilmesinin gerektiğini, bunun da uzun süre aç kalarak mümkün olduğunu ispatlamıştır. Otofaji ile kanserleşmeye neden olan proteinlerin ya da hücre elemanlarının parçalanarak hasarlı hücrelerin ortadan kaldırılması sağlanır ve kanser hücresine dönüşmesi engellenir. Açlıkta kanser hücrelerinin çoğalmasında etkili olan İnsülin Benzeri Büyüme Faktörü1 (IGF-1 )seviyesi düşer. Vücudun serbest radikaller ile mücadele etmesi ve toksin atılımı kolaylaşır, iltihap oluşumunu azalır. Sağlıklı ve güzel bir Ramazan ayı geçirmenizi dilerim.