Çarpıntı kalbin hızlı çarptığına dair bir histir. Normal şartlarda istirahat halindeyken kalp atışı dakikada 60 ile 100 arasında değişir. Nabız olarak da adlandırılan bu atış dakikada 100’ ün üzerine çıktığında kişi bunu çarpıntı olarak hisseder. Bu tarifi kalp ile ilgili şikâyetler arasında çok sık duyarız. Kimi zaman hastada çarpıntı şikâyeti olduğu halde o anda nabzını saydığımızda normal sınırlarda olduğunu saptayabiliriz. Yani nabız sayısı normal olduğu halde ve hastada taşikardi olmadığı halde bu hissi yaşıyor olabilir.

Holterle kontrol

Tedavide kullanılan ilaçlar kalbi yavaşlatan ilaçlar olduğu için bu konu çok önemlidir. Mutlaka çarpıntının belgelenmesi gerekir. Bu da ya tam çarpıntı anında çekilen EKG ile ya da ritm holter dediğimiz kalp ritmi kaydıyla olur. Bu kayıtlar 24 saat ya da birkaç gün boyunca göğüs bölgesine yapıştırılmış birkaç elektrot ve küçük bir cihaz ile alınır. Hasta bu süre içinde normal günlük yaşantısına devam eder. Çarpıntı hissettiği zaman da düğmeye basıp kayıt üzerinde şikâyetinin olduğu zamanı belirtir. İşte biz de böylece o çarpıntının ne cins olduğunu anlarız.

Nasıl oluşur?

Hızlı yürümek, koşmak, merdiven çıkmakla, ağır yük taşımakla çarpıntı olması tamamen normaldir. Eğer hiç spor yapmıyorsanız, pek hareket etmeyi sevmiyorsanız kondisyonunuz da ona göre kötüdür. Bu nedenle ufak hareketlerle de kendinizi yorgun hissedebilirsiniz. Çarpıntınız olur. Profesyonel sporcular maçlara hazırlanırken bu nedenle sürekli antrenman yaparlar. Sporcuların kalbi de bu nedenle yavaş atar. Efor yaptıklarında da nabızları kolay kolay yükselmez, maçlarda kolay kolay yorgunluk hissetmezler. Eğer bir hastalığınız yoksa ve hafif hareketlerde bile çarpıntı hissediyorsanız önce günde ne kadar yürüdüğünüze bir bakın. Bu süreyi arttırmaya çalışın. Korku, stres endişe anında ya da çok sevinince ve heyecanlanınca da kalbimiz hızlı çarpar bu tamamen normaldir. Bu çarpıntının sebebi vücutta salgılanan adrenalin hormonudur. Duygusal sebeplerle ve eforla ortaya çıkan bu çarpıntılar sakinleşince ve dinlenince kendiliğinden geçer.  Bazı kişilerde çarpıntı, panik atak şeklinde kendini gösterir. Kalpte hiçbir problem yoktur. Fakat kişi kalp krizi geçiriyormuşçasına bazı hislere kapılır. Şikâyetleri sıklıkla göğüs ağrısı, nefes darlığı ve çarpıntıyla beraberdir. Bu şikâyetlerle paniğe kapılır çarpıntı daha da artar. Böylece daha çok paniğe kapılır, ölüm korkusu ile beraber çarpıntı daha da artar kısırdöngü oluşturur. Çay, kahve, kola gibi içecekler içerdikleri kafein yüzünden çarpıntıyı tetikleyebilir. Kafeinin uyarıcı etkisi uykuyu kaçırdığı gibi nabzı da arttırır. Sigara gibi tütün ürünleri de adrenalin salgısını artırdıkları için benzer şekilde kalpte de çarpıntı yapıcı etkileri vardır. Kan şekeri düşmesiyle olan hipoglisemi ataklarında çarpıntı olur. Diyabet hastalarında özellikle insülin kullananlarda insülinin dozu yüksek geldiğinde ya da öğün atlama gibi sebeplerle uzun süre aç kalındığında kan şekerindeki kritik düşüşler için bize adeta alarm vazifesi gören çarpıntı çok önemlidir.

Ciddiye alın

Ateş yükselirse de çarpıntı gözlenebilir. Ateşin 1 derece artmasıyla kalbin dakikadaki atışı 20 artar. Anemi, yani kansızlık da çarpıntıya neden olabilir. Demir eksikliği, B 12 vitamini, folik asit eksikliği, D vitamini eksikliği, magnezyum, sodyum, potasyum gibi minerallerin eksikliği çarpıntıya sebep olabilir. Bazen de böbreküstü bezinde çarpıntıya sebep olan hormonları salgılayan tümörler bulunabilir, tiroit bezinin fazla çalışması aynı şekilde kalbi de fazla uyararak taşikardiye sebep olabilir. Tiroit bezinin yavaş çalışması sebebiyle verilen tiroit hormonu içeren ilaçlar da dozu iyi ayarlanmazsa çarpıntı yapabilir. Kanda oksijen seviyesinin düşmesine yol açan akciğer hastalıkları, bronş açıcı bazı astım ilaçları, nezle akıntısını kesen bazı grip ilaçları, kortizon içeren ilaçlar, uyarıcı ilaçlar, alkol ve çeşitli enerji içecekleri de çarpıntıya yol açar. Çarpıntı her ne sebeple olursa olsun mutlaka ciddiye alınmalı ve kardiyoloji kontrolünden geçilmelidir.