Sıradan olmamak,öncelikli olmak demek değildir aslında.Sığlıktan,herkesin yaptığı, herkesin verdiği tepkiden daha farklı tavır sergilemektir.Daha şuurlu,daha oturaklı kararlar alabilmek ve uygulayabilmek kararlılığıdır.Mesela, “dostum” sandığın bir kişinin seni menfaati için ektiğinde,yada tavırlarında belirgin değişiklik göstermeye başladığında onu bir iki kez,bazen birkaç kez ikazına rağmen,sözleriyle tavırlarının uyuşmadığını gördüğünüzde,tereddütsüz hayatınızdan,çevrenizden,en önemlisi içinizden çıkarabilmek,üzerini kalınca üzerini çizebilmektir sıradan olmamak.

Başka bir misal vermek gerekirse;size ayırdığı zaman diliminde belirgin azalma olduğunu fark ettiğinizde,ikaz edip,gerekçelerini dinleyip haklı bulmadığınızda bunu onun yüzüne söyleme ve kısas uygulama becerisidir sıradan olmamak.

Hayatta hiç kimsenin “vaz geçilmez”olmadığını bilmektir ve bunu uygulamaktır hayatınızda.

Ben de bunlardan biriyim.Benim gibiler dıştan göründüklerinden daha nâif,daha hassas ruhlu,daha hüzünlü ve yalnızdırlar.Mutluluk,huzur pek uğramaz yanımıza. İçimizde tutsağızdır çoğu zaman.Ama işlerimizi, üzerimize aldığımız görevleri bir ibadet aşkıyla yaparız. Herkese,başlarda,gerektiğinden fazla değer verir,kredi tanır,deneriz tepkisini,kredisini nasıl kullandığını gözlemler,sonucunu bekler görür ve ona göre tavır koymaktan çekinmeyiz.Yeterince anlaşılamadığımızda omuzlarımızdaki çelik bir yorgunluktur,sıradanların taşıyamayacağı…Bu yüzden farklıyız sıradan kişilerden.