Seçilmiş, taze, organik ve tutkuyla, sevgiyle yapılmışsa yemeğin en iyisi önünüzde duruyor demektir


Yemek konusu o kadar geniştir ki, lezzetlisi, sağlıklısı, özgünlüğü hep konuşulur. Dünya mutfakları, farklı restoranlar değişik deneyimler için birer eğlence alanı olabilir. Çoğu zaman sosyalleşmek için arkadaşlarımızla, dostlarımızla, ailemizle beraber olmak için evde veya dışarıda yemekte bir araya geliriz.
Restoranlarda yerken neyi ön planda düşünürüz? Yemeğin sağlıklı olmasından bahsetmeyeceğim. Lezzet önemlidir. Sosyalleşme için gidiliyorsa yerin popüler ve gösterişli olması önemlidir. Dekoru, gelenler, servis önemli olabilir. Tüm bunlar bir araya gelince yemekten keyif almak aslında ne yediğimizin önüne geçiyor.

Gurmeler için durum farklı mutlaka. Gurmet (gourmet) Fransızca bir kelime ve kısaca “ağzının tadını bilen boğazına düşkün” anlamına geliyor. Türk Dil Kurumu, “tadbilir” karşılığını veriyor ve genel anlamda, yemekler ve içkiler konusunda uzmanlık ölçüsünde bilgisi ve gelişmiş beğenisi olan, ağzının tadını bilen kişi olarak kullanılıyor .Yıldız savaşları

Yemeğin iyisi restoranın iyisi derken birden kendimizi dünya şeflerinin çarpıştığı yıldız savaşlarında bulabiliriz. Bu savaşın yıldızları ile gökteki değil, 1926 yılından beri “Michelin rehberi” tarafından verilen yıldızlar kast ediliyor. Bir, iki ya da en yüksek derecesi üç olan yıldızları kazanmak için malzeme kalitesi, hazırlama ve pişirme konusundaki ustalık, yaratıcılık, ödeme karşılığının alınması ve kalite standartlarındaki istikrar gibi kriterlerin yeterince karşılanması gerekir. Bu sınav her yıl tekrar ediliyor, çünkü yıldızlar ancak bir yıllığına veriliyor.

Burada size örnek alınması gereken bir hikayeden bahsetmek istiyorum. Güney Fransa’da Menton’da İtalya sınırına yakın bir restoranda defalarca 3 yıldız alan Arjantinli bir şef olan M. Colagreco yıllar önce Fransa’ya geldiğinde ülkeye dair ne kültürü ne de toprağı tanırken orada kurduğu restoranı dünyanın en iyisi yapmış. Mutlaka yabancı bir ülkede birçok zorlukla karşılaşmıştır. Ancak buna karşılık Alain Ducasse, Bernard Loiseau gibi dünyaca ünlü ve Michelin yıldızlı şeflerin yanında çalışma imkanı bulmuş. Burada örnek alınması gereken en önemli taraf başarıya giden yolda disiplinli çalışmak, zorluklardan yılmamak, işini severek yapmak.Tutkuyla sevgiyle

Ben de kardiyoloji için Paris’e gittiğimde başlangıçta yabancılık çekmiştim. Ancak bu zorlukların ardından çok değerli ve dünyaca isim yapmış hocalarım, arkadaşlarım oldu. Hâlâ onlarla görüşüyor, gerektiğinde fikir alışverişinde bulunuyorum. Şefin yemeğinin iyi olmasının bir başka önemli sebebi de mutfakta kullandığı yiyeceklerin büyük kısmını kendi bahçesinde organik olarak yetiştirmesi. Farklı cinslerden ve gezen tavukların yumurtalarını kullanması, yakındaki balık pazarından aldığı o gün tutulan balığı pişirmesi. Öyle ki o gün menüde yer alan yemek tamamen sabah toplananlara göre değişiyor. İşte yemeğin en iyisi, seçilmiş, taze, organik ve tutkuyla, sevgiyle yapılanı.