Uzaktan eğitimdeki imkanı olmayan öğrenci sayısının fazlalığı, teknik ve altyapısal sorunlara dair gözlerin çevrildiği MEB sessizliğini korurken, Türkiye yine eğitimle ilgili can alıcı kararları Cumhurbaşkanı'ndan öğrenmiştir.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Kabine Toplantısı sonrasında yaptığı açıklamalarda eğitim önemli bir başlık olmuş ve beraberinde birçok soru işareti getirmiştir.

Erdoğan'ın açıklamalarına göre; 

15 Şubat'ta köy okullarında eğitim ve öğretimin başlamasına, 1 Mart'ta ise sınava girecek olan 8. ve 12. sınıflar ile ilkokullar ve özel eğitim okullarının açılmasına karar verilmiştir. Yüz yüze eğitim kararının il bazlarında farklılaşabileceğini söyleyen Cumhurbaşkanı, vaka sayısında artış gözlemlenen illerde bu kararın gözden geçirileceğini not düşmüştür.

Uzaktan eğitimde bir türlü çözüm iradesi gösterilmediği için kronikleşen sorunlara en çok dikkat çeken, milyonlarca öğrencimizin eğitime ulaşamadığını ilan eden Eğitim-İş olarak, yüz yüze eğitime büyük önem versek de, ülkede her gün 200'e yakın insanımızı canından eden salgın tehlikesi varken, bu adımın gerekli önlemler alınmadan atılmasını toplum sağlığına aykırı bulmaktayız.

Yaklaşık bir yıldır "Kapatılan köy okulları onarılarak açılmalıdır" diyen ve bu öneriyi MEB'e de ileten bir sendika olarak internet altyapısı bulunmayan, yoksulluktan dolayı teknolojik cihaz sıkıntısı çeken ve uzaktan eğitime bir türlü dahil olamayan köylerdeki okulların açılmasını olumlu bulsak da, Erdoğan'ın açıklamalarında endişe verici hususlar da vardır:

* Aşılama için geç kalınan öğretmenlerin, öğrencilerle iç içe olması, hayati risk teşkil edecektir. Bu durum sadece öğretmenlerin ve öğrencilerin değil toplum sağlığını tehlikeye atacaktır. Öğretmenler aşılanmadan alelacele başlatılacak bir yüz yüze eğitim dönemi, Korona virüse istediği kuluçka zeminini sağlayacaktır.

* LGS ve YKS'de salgına ve uzaktan eğitimdeki aksaklıklara rağmen müfredat daraltmasına gitmeyen MEB, milyonlarca öğrenciye büyük bir mağduriyet yaşatmak üzeredir. Uzaktan eğitimle konuların yetişmesi ve sağlıklı bir şekilde işlenmesi mümkün görünmezken, bu konuları çocuklara sınavda sormak, onların geleceklerinden çok önemli bir basamağı çıkarmak olacaktır. O yüzden en önemlisi sınava girecek öğrencilerin durumudur. Yüz yüze eğitime geçilmesi özellikle bu sınıflar için şarttır ama bu geçişin sağlanabilmesi için sınıflardaki sayıyı minimum tutmak, okulu düzenli şekilde dezenfekte etmek gibi hayati adımlar atılmalıdır. 

Eğitim-İş olarak tekrar altını çiziyoruz:

Eğitim önemli, sağlık ise hayatidir. Yüz yüze eğitime geçilmesi için aşılma sürecinin (en azından öğretmenler açısından) tamamlanması, okullara kadrolu temizlik personeli atanması, tüm okullara gerekli hijyen malzemelerinin periyodik olarak teslim edilmesi, hijyen kurallarına uyulup uyulmadığının sıkça denetlenmesi ve okulların, sınıfların, okul bahçelerinin fiziki durumları gözetilerek metrekareye düşecek insan sayısına dair düzenlemeler yapılması şarttır. 

Biz öğrencilerimize, öğrencilerimiz de eğitime kavuşmayı istiyor ama kimse hayatını yanlış eğitim ve sağlık politikaları yüzünden kaybetmek istemiyor!