Türkiye’de son bir aydır yaşanan sellerin balık popülasyonuna etkileri ile ilgili konuşan Kastamonu Üniversitesi Tropikal Çalışmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Miraç Aydın, "Sel ve taşkınları değerlendirdiğimizde zararı sadece insanlara olmuyor. Dere ve göletlerde yaşayan, canlılar başta tabii balıklar olmak üzere diğer canlılara da olumsuz etkileri bulunmakta" dedi.

Karadeniz Bölgesi başta olmak üzere, Türkiye’de etkili olan kuvvetli sağanak hayatı olumsuz etkiliyor. Yağışlar neticesinde yaşanan sel ve su taşkınlarının dere, nehir, gölet ve denizlerdeki deniz canlıları ve balık popülasyonuna etkileri ile ilgili konuşan Kastamonu Üniversitesi Tropikal Çalışmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü ve Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Miraç Aydın, yaşanan sellerin canlıların yaşamını da tehdit ettiğine dikkat çekti. Sel ile birlikte gelen partiküllerin balık popülasyonun yaşamını etkilediğini kaydeden Aydın, sel suları ile bulanıklaşan göl, dere, nehir, çay ve denizlerde balıkların beslenmesinin de güçleştiğini kaydetti.

“Başta balıklar olmak üzere diğer canlılara da olumsuz etkileri bulunmakta”

Son yıllarda sel afetlerinin arttığına da dikkat çeken Miraç Aydın, “Yağışlar iklim değişikliğinden kaynaklanıyor. Maalesef geçmiş yıllarda gerçekleşen yağışlardan kat kat daha fazla olduğunu görüyoruz. Bozkurt’ta da yaşanan olaylara baktığımızda havzanın üst kısmında gerçekleşen yağışların çok fazla olduğunu görüyoruz ve bu sebepten dolayı sel ve taşkından sonra can ve mal kayıplarımız meydana geldi. Tabii ki bu sel ve taşkınları değerlendirdiğimizde, zararı sadece insanlara olmuyor. Dere ve göletlerde yaşayan, balıklar olmak üzere diğer canlılara da olumsuz etkileri bulunmakta. Genel anlamda değerlendirirsek, balıkların etkilendiğini görüyoruz. Sel ile beraber gelen yağış suları, partikülleri taşımaktadır. Bu partiküller solungaç kısımlarına zarar vererek ölümlerine sebebiyet verebilmektedir. Gözle de gözlemlenecek şekilde bulanıklık meydana gelir ve o partiküller balıkların solungaçlarına yapışarak burada bir ölüm gerçekleşir. Diğer taraftan baktığımızda balıkların yumurtalarına da zarar verdiğini görüyoruz. Zemin üzerinde bulunan balıkların yumurtaları sellerden sonra mille kaplanır. Bu şekilde de yumurtalar hayatını kaybeder. Diğer taraftan da balıkların beslenmesi için de önemli olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü balıklar özellikle göletlerde ve sularda yaşayan canlılarla beslenir. Sel ve taşkınlardan sonra ihtiyaç olan, oksijen ve ışık olayını azaldığını görüyoruz. Bu şekilde de balıkların besin almalarında da bir zorluk yaşanıyor. Bu da yine balıkların beslenmesi amacından zarar verebiliyor. Özellikle sellerden sonra havza içerisindeki, yerleşim yerlerinden, varsa fabrikalardan ya da bir iş yeri olabilir. Buralardaki zararlı toksik maddeler selle beraber akarsuya karışabiliyor karıştıktan sonrada suyun kalitesini düşürüyor. Suda yaşayan canlılar belirli bir zararlı madde ile karşılaştığında, hayatlarını kaybettiğini gözlemleyebiliyoruz” dedi.

“Kastamonu yöresindeki akarsular, dereler ve göletler üzerine çalışmalarda bulunuyoruz”

İşbirliği içerisinde yapılan projede suyun kirlilik oranı ve canlılara zararını ölçmeyi hedeflediklerini ifade eden Aydın, “Burada bizim üniversite olarak yaptığımız çalışmada, Milli Parklar Bölge Müdürlüğü, Tarım Orman Bakanlığı ile işbirliğimiz bulunmakta ve yaklaşık son 5-6 yıllık bu konuda çalışmalar yapıyoruz. Özellikle su kalitesi ve kirliliği üzerine Kastamonu yöresindeki akarsular, dereler ve göletler üzerine çalışmalarda bulunuyoruz. Son 6 yılda yaklaşık 10 tane projeyi bu şekilde iş birliği çerçevesinde tamamladık. Özellikle istişare ederek belirliyoruz. Öncelik vereceğimiz dereleri belirleyip, arkadaşlarımızlar la birlikte çalışmalarda bulunuyoruz. Burada, özellikle su kalitesi nasıl değişkendir bunları araştırmaya devam ediyoruz. Şu anda da devam eden 4 tane projemiz bulunmakta. Tam etkisini ortaya koymak için tabii çalışmaya devam etmek gerekiyor. Sel ve taşkınlardan önceki suyun kalite bilgisi elimizde mevcut. Sel ve taşkınlardan sonra derelerde, göletlerde çalışmalar yaparak oradaki kirlilik durumunun nasıl değiştiğini bilimsel olarak kontrol etmemiz lazım. Bu çalışmaları yaptıktan sonra da suda yaşayan canlıları da nasıl bir etki ettiğini çok daha net şekilde söyleyebiliriz” diye konuştu.

Evsel atıklar ve kimyasal maddelerin zararına da dikkat çeken Aydın, evsel atıkların suya karışmasının önlenmesinin gerektiğine dikkat çekti.

Kaynak: