Osmanlı İmparatorluğu döneminde namaz vakitlerinin belirlenmesi ve çeşitli astronomik çalışmalar için inşa edilen muvakkithaneler, özellikle İstanbul'un fethinden sonra yaygınlaştı. Emirgan Muvakkithanesi de, Sultan 1. Abdülhamid tarafından inşa ettirilen Hamid-i Evvel Camii’nin karşısında yer alıyor. Ancak, tarihi yapının şimdi kahveci olarak kullanılması, kültürel mirasın korunması konusunda eleştirilere yol açtı.
“Ziyaretçiler Geçmişten Habersiz”
Yavaşçay, Emirgan’ın 17. yüzyılda yaşamış olan Emir Güne Han'dan ismini aldığını belirterek, “Burası Osmanlı padişahları tarafından önemli yapılarla donatılmış bir semt. Ancak, burada yer alan muvakkithaneler, asıl amaçlarına uygun kullanılmıyor. Ziyaret eden insanlar, buranın geçmişte hangi amaçla kullanıldığını bilmiyor. Sadece kahveciye geliyorlar,” diye konuştu.
Muvakkithanelerin, zamanın tespit edildiği ve namaz vakitlerinin belirlendiği yerler olduğunu vurgulayan Yavaşçay, “İstanbul'daki ilk muvakkithane 1470 yılında Fatih Camii'nin bahçesinde açılmıştır. Maalesef, günümüzde 29 muvakkithane asıl işlevlerini kaybetmiş durumda. Birçokları büfe ya da kafe olarak kullanılıyor,” dedi.
Kültürel Mirasın Korunması Gerekiyor
Yavaşçay, Emirgan Muvakkithanesi’nin yalnızca bir kahveci olarak değil, aynı zamanda bir bilim ve kültür merkezi olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. “Burası geçmişte bir bilim merkeziydi. İleride çocukların ve gençlerin bilimle buluşabileceği, tarihsel ve kültürel değerlerin korunacağı bir merkez haline dönüştürülebilir,” ifadelerini kullandı.