Kış, soğuk algınlığından sorumlu virüslerin dolaşımına en elverişli mevsimdir. Ama gerçekte her mevsimde nezle, grip ya da farenjit olması mümkündür. Çünkü bu virüsler her zaman bizim etrafımızda dolaşıp durur.

Soğuk algınlığı olarak da bilinen nezle ya da basit üşütme yazın sıcak günlerinde bile başımıza gelebilir. Sıcakta terleyip bunalınca serinlemek için klimanın karşısında geçip oturmak ya da sırf esiyor diye ferahlamak için cereyanda durmak terin üzerimizde soğumasına yol açar. Bu da hastalıklara davetiye çıkarır.
Bugünlerde soğuk algınlığı belirtileri başlayınca salgın henüz bitmediği için akla ilk önce Kovid-19 geliyor. Her ne kadar virüs geçirdiği mutasyonlarla etkisini hafifletse de, aşı sayesinde çoğumuz bağışıklık kazanmış olsak da yine de kolayca yakalanabileceğimizi unutmamalıyız. Hastalığı geçirmiş olmak da bir miktar bağışıklık kazandırıyor, durmadan tekrarladığımız sağlıklı yaşam önerileriyle, D-C vitaminleri, quersetin takviyeleriyle daha rahat atlatmak mümkün olsa da yeni mutasyonlarla bulaşıcılığı tavan yapan virüsün ortalıkta dolaşıp bizi aradığını da unutmamalıyız. Tedbirlerdeki yumuşama ve hastalığın manevi yorgunluğuna yaz sıcağı da eklenince maskeyi unuttuk. Daha önce maske, mesafe, temizlik kurallarına iyi bir şekilde uyduğumuz için Kovid-19 dahil diğer virüslerden de bir güzel korunuyorduk. Ancak maskeler fora olunca, mesafeyi de unutunca onlar da bizimle olan hasretlerini coşkulu bir şekilde gidermeye başladılar.

Nezle

Hapşırma, burun akıntısı veya burun tıkanıklığı, gözlerin kızarması, sulanması ve yanması, bazen yüz ve alın bölgesinde dolgunluk hissi, baş ağrısı, boğaz ağrısı ve boğazda gıcık hissi, öksürük, koku ve tat duyularında azalma nezlenin (soğuk algınlığı) belirtileridir. Yaklaşık bir hafta sürer. Genellikle ateş olmaz ve hastalık ayakta geçirilebilir. Hastanın genel durumunu ve yaşantısını çok etkilemeyen, onu işinden alıkoymayan belirtiler çoğu zaman ilaç kullanımı dahi gerektirmez. Sadece birkaç gün mendil ile dolaşmak gerekebilir.

Grip

Nezleye göre daha ağır geçer. Belirtilere ateş mutlaka eklenir. Ayakta atlatmak zordur. Eklem ağrıları, halsizlik, iştah bozukluğu olur. Yatak istirahati gerekir. Sıklıkla ilaç tedavisine gerek duyulur. Özellikle kış aylarında sık karşılaştığımız, çoğu zaman da basit bir soğuk algınlığı gibi görerek önemsemediğimiz grip kimi zaman antiviral ilaçlar, istirahat, parasetamol ve bağışıklığın kuvvetlenmesi ile kolayca iyileşebildiği gibi hayatı tehdit edecek kadar tehlikeli sonuçlara da sebep olabilir. Hastalığa influenza virüsü sebep olur. Bu virüsün A, B ve C olmak üzere üç tipi vardır. İnsanlarda grip hastalığına en sık neden olan influenza A virüsüdür. İnfluenza B ve C virüsü sadece insanlarda hastalık yaparken, influenza A virüsü; örneğin kuşlarda ve domuzlarda da hastalık yapar ve insanlara da bulaşır. Bu yüzden kuş gribi, domuz gribi gibi isimlerle anılmıştır. Influenza A virüsü, taşıdığı hemaglutinin ve neuroaminidase yüzey antijenlerinin farklı kombinasyonlarında farklı alt tiplere ayrılır. Bu nedenle H ve N harflerini içeren farklı isimlerle anılır. Influenza B ve C virüsü ise alt tiplere ayrılmaz. Esas salgınlara neden olan ise İnfluenza A virüsüdür.

Kovid-19

Kovid-19 pandemisinde etken olan virüs, koronavirüs ailesinden olan SARS-COV2 virüsüdür. Gribe benzer bir şekilde geçebilir. Kesin anlamanın yolu PCR testinden geçiyor. Belirtiler farklılık gösterebiliyor. Bağışıklık durumu, yaş, obezite gibi kronik hastalık varlığı, sağlıklı yaşama uyup uymama bu belirtilerin ağır ya da hafif geçmesinde birer etken. Kovid-19’da genellikle kolay kolay düşmeyen inatçı bir yüksek ateş oluyor. Mide bulantısı ve ishal de olabiliyor. Yaygın kas ve eklem ağrısı, sırt ağrısı aşırı halsizlik görülüyor. Ani başlayan şiddetli bir baş ağrısı da gözlenebiliyor. Tat ve koku kaybı olabiliyor. Boğaz ağrısı sık gözlenen belirtilerden... Bazen bunu kesik kesik ve günden güne artan bir öksürük izleyebiliyor. Hastalık akciğerlere indiyse ilerleyen nefes darlığı gözlenebiliyor. Bu durumda kortizon tedavisi ve hastaneye yatış gerekebiliyor.

Aman bulaşmasın!

Grip, Kovid-19 ve nazofarenjitten sorumlu virüsler esas olarak solunum yolu ile bulaşır. Hasta bir kişi size çok yakın konuştuğunda, öksürdüğünde, hapşırdığında, maske takmazsanız ondaki virüsü de alma riskiniz vardır. Özellikle de yüksek sesle konuşurken virüsleri saçma riski de artar. İşte bu nedenle dış ortamdayken ‘Nasıl olsa bulaşmaz…’ diye düşünmeyin.

Bulaşma havada asılı tükürük damlacıkları ile olabildiği gibi virüslü bir yere dokunup da elimizi yıkamadan ağzımıza, burnumuza ya da gözümüze götürürsek de yüzde 10 ihtimalle olabiliyor.

Lütfen her ihtimali göz önüne alalım. Üşütmeden geçireceğiniz bir yaz dilerim.