İslam’da ibadetler yalnızca namazla, oruçla sınırlı değildir. Yüce Allah’ın hoşnut ve razı olduğu bütün söz, fiil ve davranışlar geniş anlamda İbadet kapsamındadır. Bu bağlamda kişinin kazancını helal  yoldan elde etmesi, İslami prensiplere uygun olarak ticari ve iktisadi davranışlarda bulunması da ibadettir. Ticaretin İbadet olarak değerlendirilmesi için de bu alana ahlaki kurallar getirilmiştir. İşte bunlardan birkaçını sizlerle paylaşmak isterim.

1 Müşteriyi aldatmamak.

Alıcının gafletinden veya bilgisizliğinden faydalanıp sağlam ve kullanışlı olmayan bir malı ona satmak İslam ahlakıyla bağdaşmaz. Nitekim bir gün Peygamberimiz pazarı dolaşırken tahıl satan birisinin yanına gelmiş, elini çuvalın için daldırmış, altının ıslak olduğunu görünce sormuş: Nedir bu? Satıcı yağmur yağmıştı ondan dolayı ıslandı, diye cevap verince: Efendimiz “Niçin o ıslak tarafı halkın görebilmesi için üste getirmedin?”diye sert bir dille uyarmış ve şu meşhur hadisi söylemiştir: “Bizi aldatan bizden değildir”.[1]

Peygamberimiz başka bir sözlerinde de söyle buyurmuşlardır:

“Bir kimse sattığı şeyde bir kusur olduğunu bildiği halde, satarken söylemezse (bu alışveriş) helal olmaz.”[2]

2 Yalan yemin etmemek

Özellikle ticari maksatla yalan söylemek, yalan yemin etmek, Allah’ın adı ile aldatmak, Allah‘ın adını O’nun haram kıldığı hususlarda kullanmak büyük günahlardandır. Peygamberimiz (S. A. S) kıyamet günü Allah’ın kendileriyle konuşamayacağı, yüzlerine rahmet nazarıyla bakmayacağı kimseleri sayarken “yalan yere yemin ederek ticaret malını fahiş (yüksek) bir fiyatla satmaya çalışandır”[3] buyurmuştur.

3 Ölçü ve tartıda hile yapmamak

Toplumları temelinden sarsan, çöküş ve yıkılışlarına sebep olan ahlaksızlık türlerinden biri de Ölçü ve tartıda haksızlık yapmaktır.

Ölçü ve tartma konusunda dürüst davranmak, hile yapmamak, eksik ölçü ve tartı ile satış yapmaktan sakınmak yüce kitabımızda pek çok yerde emredilmektedir. İşte bunlardan biri:

“Eksik ölçüp tartanların vay haline! Onlar insanlardan kendilerine bir şey aldıklarında tam tartarlar. Kendileri insanlara bir şey tarttıkları zaman eksik ölçer ve tartarlar.  Onlar büyük bir gün için  diriltileceklerini zannetmiyorlar mı?”[4] Yüce Rabbimiz Hud süresinde Şuayb aleyhisselamın peygamber olarak gönderildiği Medyen halkını helake götüren sebeplerden biri olarak ölçü ve tartıda hile yapmalarını gösterir.[5]

 

4 İhtikar, (spekülasyon) karaborsacılık yapmamak.

 

[1] Müslim, iman 164.

[2] Müslim, iman 171.

[3] Müslim, iman

[4] Mutaffifin 1-5

[5] Hud,84-95

 

Bir ticari malı pahalanması amacıyla stoklayıp piyasaya arzını geciktirmek anlamına gelen İhtikar, fiyatların yapay bir şekilde yükselmesine sebep olduğundan dinen yasaklanmıştır.

“Karaborsacı ne fena bir kuldur, fiyatların düştüğünü öğrenince üzülür, yükseldiğini duyunca sevinir.” hadisi şerifi bu tip kimselerin ruhi durumunu ve insanlık bakımından düştüğü seviyeyi açık bir şekilde ifade etmektedir. Aynı zamanda yüce dinimiz, fiyatların suni olarak yükselmesine sebep olan simsarlığı da yasaklamıştır. Hz Peygamber şehre dışarıdan mal getirenlerin yolda karşılanacak ellerindekilerin ucuza kapatılmasını menetmiş, böylelikle üretici ve tüketicilerin zarar görmelerini önlemiştir.

5 Neceş (müşteri kızıştırma) yapmamak

Şöyle ki, bir alışveriş veya pazarlık esnasında satıcı ile anlaşmalı olan üçüncü bir kişi sanki alıcıymış gibi devreye girerek gerçek müşterinin verdiğinden daha yüksek bir fiyat vermek suretiyle onu yanıltır. Böylece talip olduğu malı başkasına kaptırmak istemeyen ilk teklif sahibi ister istemez daha yüksek meblağ ödemek zorunda kalabilmektir. Bu da haksız rekabet türlerinde biridir. Bu sebeple Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:

“Bir malı alıyor görünerek değerini arttırmayınız.”[1]

“Neceş yapmayın, bir kimse kardeşinin pazarlığı üzerine pazarlık yapmasın.”[2]

6 Müşteriye iyi davranma ve kolaylık göstermek

Alışverişte alıcı ve satıcı birbirine iyi davranmalıdır. Nitekim yüce Rabbimiz “Eğer borçlu darlık içindeyse ona eli genişleyinceye kadar mühlet verin, (borcu) sadaka olarak bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır.”[3] buyurarak satıcının gerektiğinde müşterisinin lehine bazı özel durumlarda fedakarlıkta bulunmasının kendi hayrına olacağını vurgulamaktadır. Peygamber Efendimiz de “Satarken ve alırken, borcunu isterken ve öderken kolaylık gösteren kimseye Allah merhamet eylesin.”[4] diyerek Allah’ın rahmet ve sevgisinin birbirine iyi davranan alıcı ve satıcıların üzerine olması için dua etmiştir.

7 Ticaretin, alışverişin kayıt altına alınması.

Ticari hayatta görülen kötü ilişkilerin ve olumsuz sonuçların nedenlerinden biri de tarafların antlaşma maddelerini açıklıkla yazmamalarıdır. Yüce dinimiz İslam Ölçü ve tartıda dürüst davranılmasını, taraflar arasında iyi niyet ve güvenin kurulmasını istemekle beraber, alışveriş ve borçlanma işlemlerinin yazılmasını, kayıt altına alınmasını tavsiye etmiştir.

“Ey inananlar! Belli bir süreye kadar birbirimize borçlandığınız zaman onu yazın.”[5]

Hasılı İbadette olduğu gibi ticarete hile kabul etmez. Dürüstlük, doğruluk, yalandan kaçınma, helali arama ve helal ile yetinme, haramdan korkma ve kaçma hayatımızın tüm alanlarında ve her zaman olması gereken erdemlerdir.

 

[1] Buhari, büyu', 60, Müslim, büyu’, 13

[2] Buhari, büyu'58,64,70, Müslim, büyu'11

[3] Bakara, 280.

[4] Buhari, büyu'16.

[5] Bakara, 282.