Hastalık gelmeden önlem almak, sağlığı korumak için yediklerimize ve içtiklerimize dikkat etmemiz gerektiğini biliyoruz. Sağlığımıza zararlı olanlarından uzak durmak gerektiği gibi bir de içerdiği vitamin, mineral ve antioksidanlar sayesinde bizi bir takım hastalıklara karşı koruyan yiyecekler vardır. Fonksiyonel tıbbın da temelini oluşturan bu kıymetli ajanlar bizi korumak üzere tüketeceğimiz yiyecekler listesine girmelidir.  C vitamininin bağışıklığımıza yaptığı olumlu etki özellikle kış aylarında bizi gribe karşı koruması açısından çok önemlidir. Vücudumuzun kanser hücreleriyle mücadelesinde, onları yok edip kanser oluşumunu engellemede de bağışıklık sistemimize büyük iş düşer. Bu savaşı kazanması için çok iyi çalışıyor olması gerekir. C vitamini de başka başta yemek borusu, ağız boşluğu, mide, pankreas, rahim ağzı, kalın bağırsak ve meme kanserleri olmak üzere bağışıklık sistemine bu savaşında yardım eder. C vitamini günde en fazla 1000 mg olarak alınmalıdır. Fazlası emilmeyerek idrarla atılır. C vitamininin uzun süre yüksek dozda alındığı zaman böbrek taşı riskini artırabileceğini de unutmamak gerekir. Portakal, limon, kivi, greyfurt, mandalina, kuşburnu, biber C vitaminini bol miktarda içerir. Neredeyse tüm meyvelerde az çok C vitamini vardır. Yaban mersini, böğürtlen, çilek, nar, siyah üzüm gibi kırmızı, mor meyveler içerdikleri vitaminlerin yanı sıra fenolik ve flavonoid bileşenler sayesinde kanser-savar özellik taşırlar. Elma içerdiği kuarsetin sayesinde kanserden korunmada yardımcı bir besindir. Zerdeçal içerdiği kurkumin maddesi, sayesinde antiinflamatuvar ve antioksidan özellikle kanser-savar etki gösterir.

Etik kurallar ve hukuki sorunlar

Ülkemizde ilk defa düzenlenen ve benim de bilimsel kurulunda yer aldığım “Sağlık Çalışanları Kongresi” geçtiğimiz hafta sonu 5-8 Mart tarihleri arasında Antalya’da gerçekleşti. İstanbul İl Sağlık Müdürümüz Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’nun onursal Başkanı olduğu bu kongrede günümüzün değişen koşullarında hasta ve sağlık çalışanı ilişkisinde “Devlet-Sağlık Çalışanı, Hasta-Sağlık Çalışanı ve Hasta Yakını-Sağlık Çalışanı” kavramları ile öne çıkan sorunlara multidisipliner çözüm yolları geliştirmek adına önemli ve faydalı fikirler sunuldu. Toplantıda Hipokrat’dan bugüne kadar sağlık sistemi anlatılırken sağlık çalışanlarının uyması gerekli etik kurallar ve karşı karşıya kalabilecekleri hukuki sorunlara değinildi. Günümüzde insan ilişkilerinde gördüğümüz yozlaşma ve yanlışlarla birlikte hekimlik mesleğini de zedeleyebilecek tehlikeleri gözler önüne seren bu tür toplantıların önemli olduğuna inanıyorum.

Ananas, pancar karnabahar

Yeşil çay İçeriğindeki kateşinler sayesinde antioksidan etkiye sahiptir. Özellikle kolon kanseri riskini azaltma konusunda etkilidir. Ananas içindeki “bromelain” maddesi sayesinde özellikle akciğer, bağırsak, yumurtalık ve cilt kanserlerinde tümörlü hücrenin gelişimini engeller. Havuç içerdiği Betakaroten sayesinde prostat, ağız, yemek borusu ve mide kanserine karşı koruyucu etki gösterir. Kanada’da yapılan bir araştırmada sarımsak, taze soğan ve pırasanın pankreas, mide, akciğer ve çocukluk çağında sık gördüğümüz bir tür beyin kanseri olan medulloblastomada kanser-savar etkisi olduğu gösterilmiş. Ayrıca aynı araştırmada turp, brokoli, lahana, Brüksel lahanası, karnabahar, kuru soğanın da mide kanserine, pancar Brüksel lahanası taze soğan sarımsağın beyin kanserine, kuru soğan taze soğan pırasa Brüksel lahanasının meme kanserine, sarımsak ve Brüksel lahanasının prostat kanserine, sarımsak ve taze soğanın böbrek kanserine olumlu etkileri gösterilmiş. Burada bıraktığı koku nedeniyle pek tercih edilmeyen ve doğal antibiyotik dediğimiz sarımsak neredeyse tüm kanserlerde yaptığımız savaşta bize büyük faydası var. Sarımsak içeriğinde bulunan diallyl disulfide sayesinde tümör oluşumunu ve gelişimini engellemeye yardımcı olur. Belki brokoli de benzer sebeplerle az tükettiğimiz bir sebze olabilir. Ancak özellikle filizlerinde bulunan sulforofan ve indol-3 carbinol ile tümör hücrelerinin büyümesini yavaşlatmada yardımcı etkisi gözlenmiştir.