Tarih: 15 Temmuz 2016
Yer: Bafra
Kahpece düzenlenen hain darbe girişiminin üzerinden 4 yıl geçti…
Geçti geçmesine rağmen ama o günü yaşayan 7’den 77’ye kimse unutmayacak…
Tıpkı geçmişte yaşanan darbeleri o gün yaşayanların unutmadığı gibi…
Bu gün 40’lı yaşlarda olan kuşak, geçmişte ki darbeleri yazanlardan çizenlerden ve anlatanlardan öğrendi.
Darbe psikolojisinin ne olduğunu yaşamadan anlayamamışız bunu da yaşayarak öğrenmiş olduk…
15 Temmuz günü Samsun iki bakanı ağırlarken Bafra sakin bir gün geçiriyordu.
O akşam evde ailecek sohbet ediyorduk TV kapalıydı.
Sonra telefonum çaldı ve ilk arayan İstanbul’da yaşayan bir arkadaşımdı. Bana “İstanbul’da her yerde askerler tanklar var bir olay mı oldu?” diye sordu.
İlk aklıma gelen askeri bir sevkiyat olabileceğiydi darbe girişimi ihtimali aklımın ucundan bile geçmemişti.
Arkadaşıma “haberim yok ama muhtemelen asker sevkiyatı vardır” dedim telefonu kapattım.
Bir iki dakika sonra telefonum tekrar çaldı ve yine aynı soruyla muhatap oldum ona da aynı şeyi söyledim ve kapattım.
Ajanslardan internet haber sitelerinden ve TV’den İstanbul’da ki bu hareketlilik ile ilgili bir bilgi var mı diye bakmaya başladım.
Telefonum bir iki dakika arayla çalıyor, İstanbul ve Ankara’da ki askeri hareketlilik ile ilgili "bir olay mı var?" soruları ardı arına gelmeye başladı.
Gazeteci kimliğimden ötürü dostlarım ve akrabalarım yaşanan bu durumu olağanüstü algılayıp bir olay varsa bilir düşüncesiyle beni arıyorlardı.
Telefonlar sıklaştıkça bende konuyla ilgili her türlü bilgi ve kaynağı taramaya başladım.
TV’de ki haber kanalları sırasıyla kontrol ederken haber kanallarının birinde son dakika alt yazısıyla askerli hareketlilik olduğunu ve köprünün kapatıldığını öğrendim. Ve daha sonra da Başbakan Binali Yıldırım’ın TV kanalına telefonla bağlandı ve “Bu bir kalkışma girişimidir” dedi.
O an aklım başımdan gitti ne düşüneceğimi bilemedim ve TV başında kala kaldım. Daha sonra da yine 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar’ın bir TV kanalına bağlanarak "TSK içinde ki küçük bir grubun girişimi olduğunu TSK’nın bu girişimi desteklemediğini" söylemesi bir nebze olsa içimi rahatlatmıştı.
Neler olup bittiğini anlamaya çalışırken halkı sokağa davet eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CNN Türk’e bağlanarak yaptığı konuşmayı dinledikten sonra fotoğraf makinamıda alarak hemen dışarı çıktım.
Bafra’nın her iki meydanında bir kalabalık göremeyince AK Parti Bafra İlçe Başkanlığı önüne geçtim. Elimde telefon kendi kaynaklarımdan olan biten ile ilgili bilgi almaya çalışıyordum. 
Parti binasının ışıkları yanıyor içeride dönemin İlçe Başkanı Tuncay Yurduseven, Dönemin Belediye Başkanı Zihni Şahin ve sonradan gelen parti binasına gelen AK Parti Samsun Milletvekili Orhan Kırcalı ve partililer vardı. O esnada AK Parti Bafra İlçe Başkanlığı Bafralılara attığı mesajla tüm halkı Parti binası önüne davet etti. 
O gece, geçmişte darbeyi yaşamış cezaevinde yatmış işkencelere maruz kalmış biri olan Zihni Başkanın yüz ifadesini hiç unutmuyorum. Aynı acıları tekrar mı yaşayacaktı...
Bafra’nın gençleri o gece parti binasının önünde aracı olan aracını, kamyonu olan kamyonunu alsın Jandarma’nın önüne barikat kuralım hesapları yapıyordu. 
Ancak Bafra’da ne polis ne de Jandarma’da bu girişimi desteklemeye yönelik bir tavır olmadı. Aksine halkla bütünleşerek olası bir duruma karşı kendilerince güvenlik tedbirlerini aldılar. 
Camilerden Sela’lar okunmaya başladı. 
Çok şükür ki Bafra’da darbe teşebbüsüne yönelik bir şey yaşanmadı.
İnsanlar birer ikişer Parti binası önüne gelmeye başlamıştı ve kısa sürede binlerce insan parti binası önünde ellerinde Türk Bayrakları ile toplandı.
Herkes İstanbul ve Ankara’da ki gelişmeleri takip ediyor bilgi almaya çalışıyordu. Darbenin bastırılmaya çalışıldığı sürede Zihni Şahin, Tuncay Yurduseven ve Orhan Kırcalı halkı sakinleştirmek için açıklama üstüne açıklama yapıyordu. 
Saatler ilerledikçe darbe bastırıldı ve hainler tek tek yakalanıyordu. Her yer bayram havasına dönmüştü.
Ertesi gün o acı tabloyu öğrendiğimizde başarısız darbe girişimi sevincimiz kursağımızda kalmıştı. Asker – Polis ve Halk karşı karşıya gelmiş tam 251 kişi hain darbeciler tarafından şehit edilmişti.
Ne yazık ki bizim kuşakta darbe ile tanışmasa da girişimiyle tanışarak bunu tecrübe etmiş oldu. 
Darbe girişiminden günler sonra henüz şok etkisini üzerimizden atmamışken hastane koridorunda beklediğim sırada 6 veya 7 yaşlarında bir çocuğun babasına sorduğu “Baba, Asker mi çok öldürür polis mi?” sorusu beni daha da derinden yaraladı.
Boğazım düğümlendi yutkunamadım…
Çünkü Asker, Polis, Doktor, İtfaiyeci… 
Çocuklarımızın kahramanıdır…
Darbeci hainleri bir kez daha lanetlerken, şehadet mertebesine ulaşan tüm şehitlerimizi rahmetle anıyor kahraman Gazilerimize minnet ve şükranlarımı sunuyorum.
Hoşçakalın...