Bundan tam 165 yıl önce kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmak yolunda verdiği savaşın başlangıcı, 8 Mart 1857 yılında Amerika'nın New York kentinde tekstil sektöründe çalışan yüzlerce kadının düşük ücretlerini, uzun çalışma saatlerini ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto etmek için grevler başlattı.  Bu grevler sırasında çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 129 işçi canice katledildi.

Dünyada huzur ve refahın yegâne kaynağı toplumsal eşitliktir. Toplumsal eşitlik olmayan milletler yok olmaya mahkûmdur.  Bu da kadın ve erkeklerin yaşamın her alanında eşit fırsatlara sahip olmasıyla mümkündür.  Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri bu bilinçle atılmıştır. Türkiye’nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk,  kadın mücadelesi ve kadın haklarına en güçlü desteği veren tek liderdir.

Çağdaş, demokratik toplum için toplumun tüm bireylerinin güçlü olması gerekmektedir. Atatürk; kadınların siyasi, sosyal, kültürel alanlarda, eğitimde, hukukta, aile içinde, çalışma hayatında, toplumsal yaşamda eşit haklara sahip olmasını adına her türlü adımı atmıştır. Muasır Medeniyetler Seviyesine ulaşmanın en önemli unsuru toplumsal cinsiyet eşitliğidir.

Bugün ise AKP iktidarı, başta İstanbul Sözleşmesi ve adalet sistemi olmak üzere kadını yok sayan bir anlayışı benimsemekte ve kadını çağ dışı konuma sürüklemeye çalışmaktadır.

İktidara geldiği günden beri iş yaşamında kadın hakları sömürüsü, aile içi şiddet, toplumsal eşitsizlikle kadınların ikinci plana atılması gibi birçok vicdan dışı eylem katlanarak artmaya devam etmektedir. 

Memlekette, kadınlara yönelik cinsel saldırılar bu ülkeyi yönetenlerin utanç tablosudur. AKP politikaları ile toplumsal bilinç yok edilmek için her türlü fırsat kullanılmıştır. İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması ile kadın cinayetleri, kadın tacizleri ve tecavüzleri Cumhuriyet tarihinin en üst seviyesine ulaşmıştır.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak;

Memlekette kadın hakları ihlalleri son bulana kadar,

Erkek egemen anlayışa son verilene kadar,

Kadın-Erkek eşitliğini düzgün bir şekilde yürütüp, işte fırsat eşitliği sağlanana kadar,

Kadın cinayetlerini durdurarak, tacizde ve tecavüzde haksız tahrik indirimi yok edilene kadar,

Haklı Mücadelemiz Durmadan Devam Edecektir.

Dünyayı güzelleştiren, umudu yeşerten ve her türlü kötü olayı yaşadığımız bu günlerde daha yaşanılabilir bir dünya için çabalayan tüm dünya kadınlarının,

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutu olsun.