Saat:04:12

Artık çok sessiz her yer.Ve bu içi göçkün gecede hâlâ hiç uykum yok.Bu karanlık yenilmeli ve cehennemin ağzına doğru yürünmeli her ne pahasına olursa olsun.Yağmur yağacağa benziyor.Yağar İnşaallah.Soğuğa karşı iyi gelir ve de kedere…

İçimdeki geniş boşluk ve ruhumdaki çöl dehşete düşürüyor,parçalıyor,sanki ikiye ayırıyor beni.Karanlık yavaş yavaş dağıldığında,gün ağardığında,alaca karanlığın şefkatine sığındım.Çünkü acı çeken,sesli sesli ağlayan bir yağmurun içinden geçiyordum.Dilim kırık dökük bir yeraltı mağarası.ve sabahın bu güzel maviliğinde zamanı fesheden ebâbiller kaplıyor gökyüzünü.

Sesleri dinliyorum;Aydınlığın,boşluğun,hiçliğin içinden çıkıp gelen sesleri…Ve bu seslerle ısınıyor ruhum.Ve ben bu mavi seslerin içinde gözden kayboluyorum kendimde.O esnada seslerin arasından beliverdi bir sessizlik.Ve dile geldi.Ve kendi lisanınca konuştu benimle.Sessizlik bir müddet sonra beni kuşatıp,dönüştürmeye başladı.Artık öğrendim ki sessizlikte yaşanmaz,sessizlik yaşanır.Sessizlik insanın ruhunda yaşar.Arada deneyin,yer edinin.Sessizlik,hüzün verici ve büyüleyici.Ve bir o kadar da başdöndürücü.