Halide HALİD

Araştırmacı yazar   

                                      

Dünya kaç yaşında?

Büyüklerimiz "beş günlük dünya" derlerdi...

"Dünya vefasız ve zalim bir dünyadır" derlerdi...

O zamanlar biz çocuklar bu kelimelere gülüyorduk, neleri kapsadığını anlamıyorduk.

Sonradan "Dünya üç günlüktür", şöyle güvensizdir, böyle güvensizdir dediler...

Büyüdüm ve kelimelerin her anlamda ne ifade ettiğini anlamaya başladım.

Bu dünyanın günleri neden bu kadar kısa, bu dünyaya neden vefasız, acımasız, güvensiz bir dünya deniyor?

Yıllar geçti, bu sorular yanıtını buldukça, yaşlandığımı hissetmeye başladım.

Yıllar geçti bu fikir de beni tatmin etmedi. Dünyanın suçu ne ki bizim büyüklerimiz onun hakkında böylesine kesin bir karar almışlar.

Sonunda savunduğum, üzüldüğüm dünya, bir gün bana kendini tanıttı.

Ben daha doğmadan, çocuğunun kendisine "baba" demesini duymadan vefat eden, bir anda kaybettiğim babamın mezarını bulduğumda,  bana yakından yakın olan, bana hiçbir zaman kendini üveybaba gibi hissettirmeyen babam gözlerini dizlerimin üzerinde hayata kapadığında, son anına bile yetişemediğim, doya doya sarılamadığım annem  bir anda bu dünyadan göç ettiğinde, velilerimle beraber bana hayatta güçlü olmayı, önüme çıkacak tüm zorluklara rağmen ayakta durmayı öğreten en sevdiğim hocalarımdan çoğunu kaybettiğimde, türlü haksızlıklar, ihanetler, yalanlar önümde belirince bu dünyanın neden beş veya üç gün, zalim, sadakatsiz, güvenilmez olduğunu anladım.

"Doğduğumuz andan ölene kadar hayatımız sürekli bir yolculuktur. Manzara değişir, insanlar değişir, ihtiyaçlar değişir ama tren hep ileri gider. Hayat bir trendir. Gar değil."

Brezilyalı romancı ve söz yazarı Paulo Coelho'nun bu sözlerini ilk okuduğumda, hayatımızın gerçekten bir tren olduğuna bir kez daha inandım.

Zaten bir şeyden emindim, dünya bir gündür ve o da bugündür, senin yaşadığın gün.

Düşüncemde yanılmıştım. Dünya hiç bir gün de değilmiş. Dünya sadece bir an yaşananlarmış.

Neden mi bu sonuca vardım?

6 Şubat'ta Kahramanmaraş merkezli deprem ve Şanlıurfa'daki korkunç sel felaketi fikrimi 190 derece değiştirdi.

Madem dünya 5, 3, 1 günlükken neden her şey bir anda alt üst oldu, neden bir anda bu kadar insan hayatını kaybetti, neden, neden?

Bütün bunları düşünürken aklıma başka sorular da geldi.

"Bir anda başımıza gelen bu musibetten ne ders aldık, Yaradan'ın bize yönelttiği bu "uyarı"dan ne öğrendik?"

Ne yazık ki hiçbir şey...

Biz sadece sözde dinden, inançtan, insanlıktan, helalden, haramdan bahsediyoruz.

Sadece oruç tutuyoruz, dua ediyoruz, çeşit çeşit yemeklerle süslenmiş iftar sofraları açıyoruz ve ihtiyacı olanları değil, ihtiyacı olmayanları bu sofraya davet ediyoruz.

Diyorum ki sevgili dostum, bu dünyadan gittiğinde arkandan kaç gözyaşı düşeceğini hiç düşündün mü?

Kaç kişinin kalpsızısına yetmeyecek bıraktığın sevgi?

Kaç kişi mezarına gelip seni ziyaret etmeyi görev edinecek?

Kaç kişi kitaplıkta senin eserlerine veya fotoğraflarına bakıp acı çekecek?

Kaç kişi için GERÇEK İNSAN, kaç kişi için sadece bilim adamı veya iş adamı, veya doktor, veya mühendis, veya yazar, veya sadece vefat etmiş bir tanıdık olarak kalacaksın?

Səndən sonra  sevdiklerinin, öğrencilerinin, yakınlarının seni nasıl hatırlayacağını hiç düşündün mü?

Azerbaycan'ın dahi yazarı Celil Memmedguluzade'nin güzel bir sözü var. Üstad " Öyle yaşamalısın ki, öldükten sonra da ölmeyesin" demiş.

Tüm hayatımızı, attığımız her adımı, hayatımız boyunca yaptığımız tüm eylemleri ve ayrıca Yaradan'ın bize verdiği "uyarıyı" göz ardı etmeden iyi düşünelim.

Üstadın deyimiyle desek, bir gün ölsek de öldükten sonra yaşayalım.

Belki de "Düşünmek için hala zamanım var" diyorsun.

Yanılıyorsun arkadaşım, çok yanılıyorsun.

Vicdanlı biri olmak için savaşacaksın. Yaptığın evlerin yıkılmayan yuva olması için, felaketin içinde çıkar gütmeyen biri olman için, yaptıklarını unutturacak bir ilaç aramak ihtiyacında olmamak için Vicdan aramaya başlamalısın!

Vakit daralıyor, gençlik yaşlanıyor, gelecek içimizden geçiyor. Anı da, hayalimizi de yakalamanın tek yolu bilimden ve vicdandan geçer.

Acele et, bu anlık dünyada zaman beklemiyor...