İktidarın, akıl ve bilim dışı ekonomik politikalarla Türk halkının sırtına yüklediği enflasyon kamburu her geçen ay biraz daha ağırlaşıyor.  Yıllardır enflasyonu iktidarı üzmeyecek oranlarda hesapladığı iddia edilen TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranı bile son 19 yılın zirvesini oluşturuyor.

TÜİK’e göre tüketici fiyatları ocak ayında   bir önceki aya göre yüzde 11,1 son bir yılda ise toplam yüzde 48,7 oranında artış gösterdi. Konfederasyonumuzun temel gıda fiyatlarını esas alarak hesapladığı halkın enflasyonu ise yüzde 87,7 oldu.  TÜİK’e göre de gıda fiyatlarında son bir yılda yüzde 55 oranında artış yaşandı.  Üretici fiyatlarındaki yıllık artış ise yüzde 93,5’e kadar yükseldi. Üretici fiyatlarındaki bu artış önümüzdeki aylarda tüketici fiyatlarına da yansıyacak ve enflasyon kamburu gittikçe ağırlaşacaktır.

İktidar, dünyanın diğer ülkelerinde yüksek oranlarda enflasyon yaşandığını ileri sürerek, enflasyonu makul göstermeye çalışmaktadır. Oysa, Türkiye’de sadece ocak ayında yaşanan aylık enflasyon dünyadaki 158 ülkenin 12 aylık toplam enflasyonundan yüksektir. Türkiye’de sadece son iki ayda toplam yüzde 26,2 enflasyon yaşandı. Bu oran da 172 ülkenin yıllık enflasyonunun üzerindedir. TÜİK’e göre yüzde 48,7 olan yıllık enflasyon 175 ülkenin enflasyonundan yüksektir. Enflasyonu Türkiye’den yüksek sadece Venezuela, Sudan, Lübnan, Suriye, Surinam, Zimbabve ve Arjantin kalmıştır.

Yüksek enflasyon en fazla maaş ve ücretle çalışanları, emeklileri, işsizleri, herhangi bir geliri bulunmayanları ezmektedir. Kamu çalışanlarına yıl başında enflasyon farkından ayrı olarak yüzde 7,5 oranında zam yapılmıştı. Bu zam ocak ayındaki enflasyonu bile karşılayamadı. Memurların satın alma gücü yapılan zamma rağmen ocak ayında ayda yüzde 3,2 oranında azaldı. Bütün vatandaşların cebindeki 100 liranın satın alma gücü bir ayda 90 liraya geriledi.  Aralık ayında 4 bin 253 liraya çıkarılan asgari ücretin bin 100 lirası, çalışanların cebine girmeden, Aralık ve Ocak enflasyonlarıyla erimiş, reel olarak 3 bin 150 liraya gerilemiştir.

Daha ilk aydan kamu çalışanlarının enflasyon farkı alma hakkı doğmuştur. Önümüzdeki aylarda bu erime kanayarak devam edecektir. Bu sonuçlara göre iktidarın temmuz ayını beklemeden enflasyon farkından kaynaklanan kayıplar her ay enflasyon farkı olarak çalışanların maaşlarına ilave etmelidir. Çünkü başta kamu çalışanları olmak üzere tüm çalışanlar, emekliler, işsizler, hiçbir geliri olmayanlar büyük bir yoksulluk afeti yaşamaktadır. Vatandaşların büyük bir bölümü açlık riskiyle karşı karşıyadır, büyük bir kesim, Devlet eliyle yapılan elektrik, doğalgaz, akaryakıt, kömür zamları yüzünden ısınma, aydınlanma, kira, ulaşım gibi zorunlu ihtiyaçlarını karşılayamaz durumdadır.

            İktidar, sebebi olduğu enflasyona teslim olmuş durumdadır. Enflasyonla mücadele etmeyi bırakmıştır. Enflasyonla mücadele edecek yüreği olmayan iktidar, TÜİK Başkanlarını değiştirerek, fiyatları korkutarak enflasyonu yeneceğini sanıyor.

Enflasyon hızla üç haneli oranlara doğru gidiyor. Kısa sürede önlem alınmaz ise Türk halkının ödeyeceği bedel daha da ağırlaşacaktır. 

AKP iktidarı bir an önce akla ve bilime uygun yeni bir kur ve para politikası belirleyerek enflasyonla mücadele etmelidir. Ya da hükümet olmayı bırakmalıdır.