Öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştırmaya yönelik politikalarının en son acı meyvesi Ankara’da bir özel okulda baş göstermiştir.


Bu özel okuldaki bir öğrencinin bir öğretmeni şaka yapma adı altında el hareketleriyle taciz etmesi ve öğretmenin yüzünü elleyip kafasını ittirmesi suretiyle işi şiddete vardırması sosyal medyada büyük tepki çekmiş, mağdur öğretmene destek mesajları yağmıştır.
Tepkilerin ardından Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü konuya ilişki soruşturma başlatıldığını duyursa da bu skandal hem özel eğitim kurumlarındaki eğitim emekçilerinin terk edildiği çukuru hem öğretmenlik mesleğinin itibarının AKP söylem ve politikaları sayesinde toplumda ne kadar erozyona uğradığını göstermiştir.
Eğitim-İş olarak altını çizmek isteriz ki yaygınlaşan videodaki rahatsız edici görüntüler sadece şımarıkça büyütülmüş bir ergenin hadsizliğinden ibaret değildir.
Bu rezalet tablo;
-    Öğretmeni liyakatsizce atamış mülki amirler ve okul yöneticilerine azarlatmayı bir bürokrasi rutini haline getirenlerin,
-    Her öğretmeler gününde övgü sırasına girip de öğretmene şiddete karşı hiçbir adım atmayanların,
-    “Her okuyan atanacak diye bir şey yok” söylemiyle özel okul öğretmenlerini patronların sivri pençelerine terk edenlerin, onların AVM’lerde okul tanıtımı yapmak zorunda bırakılmasına bile ses etmeyenlerin,
-    Öğretmenin elinden tüm disiplin aygıtlarını alıp, öğrenci ve veliyi öğretmene adeta polis olarak atayanların,
ortak eseridir.
Öğretmen için çiçek toplayan çocuklardan öğretmenle dalga geçen çocuklara gelinen bu kültür erozyonu, eğitimde gericileşme ve eğitim emekçisini hor görme politikalarının bir sonucudur. Ne acıdır ki daha yakın zamana kadar öğretmen atanan köyde bayram ilan edilen bu ülkede, şimdi öğretmen aşağılamak rutin haline getirilmek istenmektedir.
Kamuoyunda büyük tepki çeken video iki şeyi tekrar ispatlamaktadır: 
1-    Eğitim ailede başlar. Toplumsal bilinç siyasetle, onun söylemleriyle şekillenir ve ötekileştirme söylemleri, her zaman nefret ve saygısızlık örneklerini beraberinde getirir.
2-    Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmenleri onları meta olarak gören özel okul sahiplerinin kâr hırsına ve liyakatizce atanan yöneticilerin insafına terk etmiştir.
Başöğretmen Atatürk’ün gelecek nesilleri emanet edecek kadar kıymet verdiği öğretmenlik mesleği, devleti yöneten AKP ve ağzının suyu akan patronların düzenli itibar suikastlerine uğramaktadır. 
Bir harf öğretenin kırk yıl kölesi oluruz diye iktidar gelenlerin öğretme işini köleliğin gereği olarak empoze ettiği bu karanlık günlerin sonucu, söz konusu can yakıcı video ve türevleridir.
Eğitim-İş olarak altını çiziyoruz: Asla kabul göremeyecek bu hareketle ilgili başlatılan soruşturma, o hareketlerin azmettiricilerine ulaşmadan adalet sağlanmayacaktır. Mesleğimizin itibarını, emeğimizin onurunu kimsenin kör siyasetine kurban etmeyeceğiz!
Başöğretmen Atatürk’ün dediği gibi “Toplumun düşmanı cehalet, cehaletin düşmanı öğretmenlerdir”, öğretmenini alkışlayan ufacık çocuklardan onunla alay eden gençleri yaratan bu karanlık elbet bizim kararlılığımızla parçalanacaktır.