".... Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa, ONU ORUÇLA GEÇİRSİN. Kim de hasta veya yolcu olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. Bu da sayıyı tamamlamanız ve hidayete ulaştırmasına karşılık Allah'ı yüceltmeniz ve şükretmeniz içindir.(4)

Aynı zamanda İslam'ın beş şartından biridir de oruç tutmak.

Ramazan da oruç tutmanın faziletini bildiren Hadis-i Şerif'de Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır:

-"Kim faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları affedilir." (5)

4.Bir de vakitlerimizi tanzim eder Ramazan: Ramazan’dan önce sahurun, iftarın vaktinden habersiz, istediğimiz zaman yiyip içerken bu artık belli bir programa bağlanır ve saatinde yenmeye başlar. Çünkü diğer zamanlarda ayrı ayrı kurulan sofralar, Ramazan ayında ailelerin birlikte oldukları yegâne mekânlar haline gelir.

5.Oruç bize irademizin ne kadar sağlam olduğunu gösterir:Sofra kurulmuş, üzerinde envâi çeşit yiyecekler hazır ve onları yemek için  hiçbir engel de  yokken biz sırf Allah’a olan saygımızdan, elimizi sofraya götürmez ve sabırla ezanın okunmasını bekleriz.

6.Ramazan’da ibadetlerimizde de bir düzen hâkim olur:Günde beş vakit namazımızı cemaatle kılmaya özen göstererek cemaat şuuruna varırız. Aynı safta, aynı kıbleye yönelerek, bizleri yaratan ilâhî gücün sahibi Allah’ın huzurunda bir fâni kul olduğumuzu tekrar tekrar yaşarız.

7.Bu ayda oruç tutanlar için bir cennetin hazırlandığını ve bu cennete Reyyân adının verildiğini öğreniriz. Kıyamet gününde o kapıdan sadece oruç tutanların gireceğini  duyunca, oruç ibadetinin sevabının da Allah tarafından verileceği  müjdesini anlamış oluruz.

8.Çoluk çocuğumuzla birlikte aynı sofrada yemek yeriz. Hele çocuklarımızın balkondan, pencereden bakarak minarelerin ışıklarının yanıp, ezan okunduğunun sevinçli haberini sofrada bekleyenlere iletmesinin verdiği hoş havayı teneffüs ederiz.

9.Teravih namazlarımızı pandemi sebebiyle evlerimizde huşû içerisinde kılmanın sevabına inanarak ve mükâfatını yalnızca Allah’tan umarak  geçmiş günahlarımızın affedileceği  müjdesini almış oluruz. Camide cemaatle teravih kılma niyetinde olan kardeşlerimizin kendilerinden kaynaklanmayan sebeplerle evlerinde kıldıkları namazlarının aynen camide cemaatle kılmış gibi kabul edileceğini bilmelerini isterim.

10.Zekât, fitre ve fidyelerimizi ihtiyaç sahibi kardeşlerimize vererek, onların evlerinin de şenlenmesine vesile olmanın sevincini yaşarken fakir fukarayı gözeterek onları da iftar sofralarımıza davet edememenin hüznünü yaşayacağız.

11.Ramazan ayı dışında, sinirlendiğimiz zaman bazen kötü sözler söylediğimiz olmuştur. Halbuki Ramazan ayında sakin olmamız tavsiye ediliyor. Orucu sadece mideye değil, gözümüze, kulağımıza, elimize, ayağımıza ve dilimize de tutturmamız gerekiyor. Bu yüzden oruç, insanı kötü söz söylemekten alıkoyar. Birisi yakışıksız bir lâf edecek veya kavga edecek olursa “Ben oruçluyum” denmesi gerektiğini  bu ayda öğreniriz.

12.Oruçlu iken bir şey yiyip içmediğimiz için ağzımızda tuhaf bir koku oluşur ve ağzımız kokar.Fakat bu ağız kokusu Allah katında misk kokusundan daha hoştur.Bu durum da Allah’ın oruçluya verdiği değeri göstermektedir.

13.Rasülullah (s.a.v.)’in tavsiyesine uyarak sahur yemeğinin bereketinden  istifade etmek için kimimiz sahura kadar yatmadan, kimimiz biraz uyuyup sonra kalkarak sahur yemeğini yeriz.Böylece Ehli Kitab’a muhalefet ederek, onların oruçları ile bizim orucumuz arasındaki farkın sahur yemeği olduğunu hatırlarız.

14.Mübarek Ramazan ayında Kur’an-ı Kerim ile iştigal, oruç, iftar, teravih, vaaz, mukabele,zekât, sadaka-i fıtır, itikâf mübarektir.Bu sebeple mübarek Ramazan'da, mübarek bir insan olmak için bu ayı çok iyi değerlendirmeye çalışmalıyız.Böylece bir aylık değil, ölünceye kadar mübarek olmaya çalışmanın gerekliliğini anlarız.

15.Ramazan vesilesiyle tebrikleşir, birbirimize dua ve mağfiret dileriz.Telefon ve tebrik kutlamalarıyla toplumsal dayanışmayı, kaynaşmayı, birlik ve beraberlik duygularını en zirve noktaya taşımış oluruz elhamdülillah...