Hayat ne kadar nankör...ne dur biliyor ne durak....ne neşe biliyor ne hüzün...bildiğince akıp gidiyor....Ve biz yokuş aşağı hızla yuvarlanıyoruz.....Kaç günümüz kaldı bu hayatta ,kaç söz çıkacak ,kaç nefes daha alabileceğiz ?..Neyin kavgaları,neyin sitemleri ?

neyin telaşları ?..Neden güzel güzel geçinmek,paylaşmak,bölüşmek varken zor olanı seçeriz ? Sevgiliyken kaprislerle,dedi-demişlerle, ona yazdın,buna bunu söyledinlerle azaba çevirir ve kopma noktalarına getiririz güzel hayatı ? Yada,çok çabuk tüketip sevgiyi,kapıyı aniden çarpı veririz sevdiğimizin yüzüne? Kırarız kalbini,mavi umutlarını,gecelerini,gündüzlerini zehir ederiz ve bunu bildiğimiz halde genelde pekte oralı olmayız.Ne geri döneriz ne de çekip gideriz.Bu örneği sadece sevgi için değil,arkadaşlık,dostluk konularında da çok uygularız.Şöyle bir dikkat edin lütfen çevrenize, o kadar çok mutsuz insan var ki çevremizde…Ben sonuç olarak şunu söylüyorum:şişmiş ogolar,”ben” merkezli yetişme tarzının bunda çok büyük paylar…Oysa ne güzel demiş Yunus: “malda yalan,mülkte yalan,var birazda sen oyalan.”

Seven-sevilen,dostluğa önem veren bütün gönüllere selam olsun…