Camidesin. Görevli vaaz yapıyor. Cemaat ön safları düzenli bir şekilde doldurmuş, vaazı dinliyor. Sonra bir kişinin telefonu sesli bir şekilde çalıyor. Telefonu açıyor. Muhatabına sesli yanıt veriyor. Bu esnada diğer cemaat bu konuşmayı duyuyor. Vaazı dinlerken ayet ve hadislerin oluşturmaya çalıştığı manevi gündem, telefon görüşmesi nedeniyle adeta camın kırılıp parçalanması gibi bir anda dağılıyor. Bu elbette kul hakkı kapsamına girer. Lakin biz konuyu bilinç düzeyi açısından incelediğimiz için fıkhi boyuta girmeyeceğiz.

 

Namazın dışında ve içinde ibadet motivasyonunu bozan çevre uyaranlar sınırlanmadığında, FBH’ne dönüşmekte olan ibadet bilinci kesintiye uğrar ve manevi gelişim olumsuz bir atmosfere girebilir. Bunu ritim bozukluğu örneğiyle açıklayalım. Aritmi, insan vücudunda kalbin düzensiz atışına denir. Kalp atmaya devam eder fakat genetik, sinirsel veya hormonal nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan yeni elektrik odağı nedeniyle atımda düzensizlik yaşanır. Teşhis ve tedavi edilmezse birçok hastalığa neden olabileceği gibi felçle de sonuçlanabilir. Uzman doktorlar tarafından yapılan ölçümlerde, eğer eksi atım 24 saatlik zaman diliminde 10.000 sayısının altında ise ilaçla tedavi uygulanır; üstündeyse anjio (ablasyon) tedavisine karar verilir. (Elbette her doktorun ölçüm ve değerlendirme kriterleri nispeten farklı olabilir; ben sadece birbirine yakın üç değerlendirmeyi esas aldım.)

 

Namaz öncesi görevli vaaz yapıyor. Cemaatin manevi motivasyonu düzenli bir şekilde artarak FBH’ne dönüşüyor; manevi nabız stabil yani. Ancak telefon sesli bir şekilde çalıp, sahibi sesli bir şekilde yanıt verdiğinde cemaatin dikkati büyük orada sekteye uğruyor; manevi motivasyonda yeni bir odak noktası oluştuğu için nabızda düzensizlikler yaşanıyor. FBH devam ediyor; manevi nabız atıyor. Fakat düzensiz bir şekilde attığı için kanda pıhtılaşmaya ve damarda tıkanmalara neden oluyor. Yani cemaat vaazı dinlemeye devam etse de, motivasyonu bozan yeni gelişme tüm dikkati üzerine topladığı için yeniden vaaza/düzenli atışa dönemiyor.

 

İbadetlerin GABD’nda bulunması doğaldır. Toplumsal bilinçte ibadetlere yönelik genel gündemin sıradanlaştırılması, bu gündemin bireylerin yaşamında ibadetleri alışkanlığa dönüştürmesi bakımından gerekmektedir. Hz.Peygamber’in, ‘Amellerin en faziletlisi az da olsa devamlı olanıdır’ derken bunu kastettiği şeklinde bir yorum yapabilirim. Ama unutulmamalıdır ki Hz.Peygamber bu uyarı ve hatırlatmanın öncesinde ümmetine, ibadetleri huşu içinde eda etmeyi telkin eden Müminun Suresi’ndeki ayeti okuyordu. Arapça’da huşu, -sözlük bilgisini özetle verecek olursak- sevgiye dayalı korku demektir. Terminolojik olarak da havf ve reca arası bir konumda yaratıcıya saygıyla yönelmektir. Ortada iki güçlü duygu var: sevgi ve korku. Birbirine dolayımlanmış. Korku var. Ama uzaklaştırmıyor; tam da aksine yaklaştırıyor. Çünkü aynı zamanda sevgi de var. Sevgi nedeniyle kuralları ihlal etmiyor. Korku nedeniyle de sevginin kaynağını terk etmiyor. Yüce Allah da –tefsiren- diyor ki, ‘Ey inanan kullarım! İbadetlerinizi huşu içinde yapın!’ Yani? Huşusuz ibadetten sakının. Yani? Sizi Allah’ın yüceliği, rahmeti, sevgisi ve inayeti duygusuna yaklaştırmayan şekilsel ve robotik ibadet ‘anlayışı’ndan uzak durun. Yani? Eğer ibadet ettiğinizde Allah’a karşı saygınız, sevginiz, bağlılığınız ve iştiyakınız artmıyorsa; ibadetler sosyal yaşamda hayâsızlık ve kötülüklerden sakınmanıza neden olmuyorsa, ahiret bilincini (öldükten sonra öbür tarafta hesap verme bilincini) güçlendirmiyorsa bakış açınızı değiştirin, diyor. Elbette ibadete devam edin fakat sadece şekilsel/fenomenolojik olana göre konumlanan bakış açısını kesinlikle değiştirin, diyor.

 

İbadetler konusunda savladığımız gelişimsel yaklaşım esasında yaşamın her alanında karşımıza çıkıyor. Söz gelimi, spor salonunda fitness yaparak vücudunu geliştiren birey için de aynı şey geçerli. Spor eğitmeni bir anda ağır eforla performans sergilemeyi değil, kademeli ve dikkatli şekilde, gelişime göre artan bir eğitim sürecini öneriyor. Psikologlar, hastanın durumuna göre seans sayısını belirliyor ve tedavide adım adım ilerliyor. Eğitim süreci de hakeza öyle. Manevi gelişimde GABD’nu düzenlemenin yolu FBH’lerini doğru ve düzenli bir şekilde tecrübe etmekten geçiyor. Toplu ibadet örneğiyle açıkladığımız bu gelişimin ilkeleri, bireysel ibadetlerimiz için de geçerli. Dış uyaranların yoğunluğu fazla olduğu için toplu ibadet örneğiyle konuyu açıklamayı tercih ettik. Hz.Peygamber’in, ‘Benim mutluluğum namazdadır’ diyerek belirttiği ibadetin zirve aşamasını ise bir sonraki yazıda incelemeye devam edeceğiz…