Sesler duyuyorum.Tuhaf sesler...Metal sesler gibi.Pistte buzpateninin bıçaklarının çıkarttığı sese benziyor.Yada,yada birbirine sürten iki bıçak.Sonra,sonra gün ağarıyor. Birdenbire ağarıyor.Sebepsiz yere.Tuhaf bir uykuyla uyanıyorum.Çok üşümüş haldeyim.Sonra,sonra çevreme baktığımda bahçede oluyorum. Yapayalnızım.Ve yataktan çıkmaya korkuyorum.Sonrada bağırıyor,bağırıyor,bağırıyorum.Ama nedense hiç kimse duymuyor sesimi.Sesimin yankısından kendim korkuyorum. Susuyorum. Sadece sessizlik var.Sadece sessizlik…

Başımı çevirip pencereye bakıyorum.Penceremden bir şilep geçiyor usulca. Görünmeyen bir el uzanıp sevgiyle dolaşıyor ürperen bedenimde. Sonra,sonra bir dal kırılıyor çat! diye geçmiş ile gelecek arasında.Elimi uzatıyorum boşluğa. Çocukluğum tutuyor ellerimden.Ben ağlıyorum.Ağlıyorum.Ağlıyorum.

Bir neskafe kokusu değiyor burnuma. Başımı çeviriyorum.Ahşap masada dumanı tüten hüzünlü bir kupa. İki boş satır.Ve yalnızlığım bana bakıyor. Ürküyorum. Susuyorum. Susuyorum.

Birden bire açılan bir mezar.Mezarda bana gülümseyerek gel! diyen bir şaman. Şaşırıyorum.Ürperiyorum.Titriyorum. Korkuyorum. Üşüyorum.

Şimdi,şimdi akşam üzeri tutuşan bulutlar gibi yanıyorum.Yalnızım.Yalnız.Yataktan çıkmak istemiyorum.Korkuyorum.Kimsesizim.Kimsesiz…

Hayat devam ediyor.Kuşlar uçuyor.Ben,ben susuyorum.

Hayatın satranç tahtasında kendimi mat ettim.Evet! hayatın satranç tahtasında kendimi mat ettim.mat…