Eskiden ev sahibi olmak, araba almak ve en güzel kıyafetleri giymek büyük bir hayaldi. İnsanlar, bu maddi hedeflere ulaşabilmek için yıllarca çalışır, emek harcardı. Ancak bugün, parayla satın alınan bu tür şeylere ulaşmak çok daha kolay hale geldi. Asıl mesele ise artık parayla alamayacağımız bir şeyin peşinde olduğumuzu fark ettik oda mutluluk.

Modern dünyada mutluluk, yavaş yavaş bir hayale dönüşmüş durumda. İnsanlar “ben de mutlu olsam” diye imrenerek etrafa bakıyor, başkalarının hayatlarını izliyor. Ancak asıl ironik olan, mutluluğun peşinden koşarken, onu hep yanlış yerde arıyoruz. Aslında bizi gerçekten mutlu edebilecek şeyler, hep çok yakınımızda, ama gözden kaçırdık.
İki kelimeyle gelen mutluluk, “Seni Seviyorum” demek kadar basit, “Yanındayım” demek kadar dürüst olabilir mi? Bu kadar basit bir şeyin bizi ne kadar mutlu edebileceğini belki tahmin bile edemiyoruz. Ancak bu iki kelime, çağımızda bir yük gibi görünmeye başladı. Sevgi, minnet, şefkat gibi duygularımızı içimizde besliyoruz ama dışa vuramıyoruz. İnsanlar duygularını ifade etmekte neden bu kadar zorlanıyor? Belki de duygularımızı ifade etmek, bize eskisi kadar kolay gelmiyor.
Bu duyguların dışa vurulamaması, toplumda daha çok içe kapanıklık ve yalnızlık yaratıyor. İnsanlar, basit ve samimi bir "Seni Seviyorum" demeyi bile fazlalık gibi görmeye başladılar. Sosyal medyada görsellik üzerine kurulu dünyamızda, basit ama güçlü olan şeyler gitgide değersizleştiriliyor. Halbuki sevgi, şefkat gibi şeyler aslında hayatımızın temel taşlarıdır. Bir çiçeğin suya ihtiyacı olduğu gibi, ruhlarımızın da böyle sıcak sözlere ihtiyacı var. Ancak bu basit sözleri dahi dile getirmek gitgide zorlaşıyor.


Bu durum belki de hızla tüketim toplumuna dönüşmemizin bir sonucu. Her şey hızlı, anlık ve yüzeysel. Ancak ruhumuzun derinliklerinde var olan gerçek duyguların ifadesi, yüzeysel bir tatminle karşılanamıyor. İnsanlar, duygularını ifade etmeyi artık yasaklı bir şey gibi görmeye başladı. Çocukken kolayca söylenen “Seni Seviyorum”lar, büyüdükçe kalkanların arkasına saklandı.
Duygularımızı ifade etmek, bizi gerçekten insan yapan şeydir. Basit bir "Yanındayım," demek, belki de sevdiğimiz birine verebileceğimiz en güzel hediye. Çünkü aslında insanların kalpten gelen bir "iyi ki varsın" cümlesine ihtiyacı var. Duyguları saklayarak kimseye güçlü ya da olgun görünemeyiz; aksine, duygularını ifade eden, içindekini korkmadan dışa vuran insan, gerçekten güçlü olandır.
Belki de bu yazıyı okuduktan sonra yakınınızdaki birine “iyi ki varsın” demeye cesaret edersiniz. Unutmayın ki sevgiyi dile getirmek, yüreğinizi de besler, sevdiğinizi de. Sevginin bedeli yoktur, ama kıymeti paha biçilmezdir. Öyleyse neden bu bedava mutluluğu vermeyelim?