Hayatın her alanında mükemmellik arayışına düşüyoruz. Kusursuz ilişkiler, eksiksiz başarılar, hatasız bir geçmiş… Oysa ne kendimiz ne de yaşadığımız dünya mükemmel. Ve belki de en büyük yanılgımız, mutluluğu bu ulaşılması zor mükemmellikte aramamız.

Çoğu zaman bir şeyleri düzeltmeye çalışırken yoruluyoruz. Kendimizi değiştiriyoruz, başkalarını değiştirmeye çalışıyoruz, hayatı sanki bir sahneymiş gibi kurguluyoruz. Fakat gerçek şu ki; hayat hiçbir zaman sadece düzgün satırlardan ibaret değil. Virgüller, noktalı virgüller, hatta bazen yanlış yazılmış kelimeler var o satırlarda. Ve aslında tam da bu kusurlar, hayatı “bizim hayatımız” yapan şeyler.

Mutluluk, her şey yolundayken değil, bir şeyler eksikken ama sen yine de içten içe “iyi ki yaşıyorum” diyebildiğinde gelir. O gün tüm planların alt üst olur ama gün batımında gökyüzüne bakarken bir huzur gelir içine… İşte o an, mutluluğun nerede gizli olduğunu fark edersin.

Kusurlu ilişkilerde hâlâ sarılabiliyorsan, kırıldığın anlarda affedebiliyorsan, hata yaptığında hala kendi yüzüne gülümseyebiliyorsan — işte o zaman hayata dair gerçek bir mutluluğa dokunuyorsun demektir. Çünkü mutluluk, pürüzsüzlüğün içinde değil; iniş çıkışlara rağmen sebat eden kalpte saklıdır.

Bazen kendine şunu hatırlatman gerekir: “Hiçbir şey mükemmel olmak zorunda değil.” Ev dağınık olabilir, kalbin yaralı olabilir, planların bozulmuş olabilir… Ama tüm bu düzensizliğe rağmen bir fincan kahveyle içini ısıtabiliyorsan, bir dostun sesiyle gülümseyebiliyorsan, sabah gözünü açtığında bir umut hissedebiliyorsan — o anları küçümseme. Çünkü gerçek mutluluk işte o anlarda yaşanır.

Toplum bize sürekli "daha iyisini", "daha fazlasını" telkin ediyor. Daha güzel bir beden, daha iyi bir kariyer, daha huzurlu bir hayat… Ama hiçbir şeyin yetmediği bir yerde “olduğu kadar” diyebilmek, insanın kendine en büyük hediyesidir. Çünkü huzur, kendine karşı dürüst olduğun yerde başlar. Mükemmel olmaya çalışırken değil, eksiklerine rağmen kendini sevmeyi öğrendiğinde gerçek mutluluğu yaşarsın.

Belki hayatın sana sunduğu her şey tam değil, belki bazı hayallerin yarım kaldı. Ama o yarımların içinde bile tamamlanmış bir ruh hâli olabilir. Mutluluk bir varış noktası değil, bir kabulleniştir. Kusurlarına rağmen yürüyebilmektir. Eksiklerine rağmen gülümseyebilmektir.

Unutma, mükemmellik soğuktur; ama kusurların içinde saklı huzur, sıcaktır. Ve en gerçek mutluluk da tam oradadır.

Sevgilerimle, kalbi güzel, sözü güzel kıymetli okurlarım.