Hani hep duyarız: " İçimdeki çocuk " sözünü ! Şairler, yazarlar ve her insanın dilinde, kaleminde
ve de " içinde " dir o çocuk !
" İçimizdeki çocuk " bazan zemheride sevgi güneşimiz olup ısıtır bizi bazan da en sıcak bir yaz
gününde, hüzünlü hâliyle,duruşuyla güneşte üşütür bizi !
işte böyle bir şeydir " içimizdeki çocuk " Kimi zaman paylaşır oyuncaklarını bizlerle; kimi zaman da ağlar en ufak bir oyun-bozanlık icât edip !
Bir şeyler eksiktir " içimizdeki çocuk " ta bütünlemek isteyen ya da bir şeyler fazladır eksiltmemiz gereken.
Dengede durmamızı sağlayan; his ve gönül dünyasında uygun adımlarla, sevgi denen o şehire kılavuzluk edendir " içimizdeki Çocuk .
Kısacası ne zaman ve nerede, nasıl bir tepki ya da memnuniyetlik göstereceği gizemlidir " içimizdeki çocuk" denen o çocuğun !
O " çocuk " dediğimiz çocuk, aslında bizim küçültülmüş büyüklüğümüzün bir renkli ya da renksiz fotokopisidir !
Öyle bir fotokopi ki her baskıda bizi bambaşka dünyalara götürür. Bazan bir Samanyolu oluruz bazan da bir Pollyanna !
Ve elinden şekeri, oyuncağı alındığında gözlerinden kin ışınları çıkan bir uzaylı olur o anda " içimizdeki çocuk !
Hadi şimdi herkes içindeki o çocuk ile yıldızını barıştırsın
Sevgi ile, bir kırmızı karanfille, bir kan kırmızısı gül ile ve sevgi dolu bir gönülle içimizdeki çocuğun gönlümü alalım!
Merhaba " içimdeki çocuk " !